Amsterdam'da halk sokaklarda

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları, Hollanda'nın Lahey, Rotterdam kentlerinden sonra Başkent Amsterdam'da da düzenlenen gösteriyle protesto edildi.

Hollanda Filistin Komitesi'nin öncülüğünde, değişik görüş ve inançtan 25 sivil toplum örgütünün desteklediği protesto yürüyüşünde, İsrail'in Gazze'de savaş suçu işlediği belirtilerek saldırıların bir an önce durdurulması istendi.

Kentin Museumplein alanında düzenlenen gösteriye yaklaşık 7 bin kişi katıldı. Aralarında Sosyalist Parti Milletvekili (SP) Harry van Bommel, Yeşil Sol Partisi (GL)'nin Fas kökenli eski milletvekili Muhammed Rabba ve Hollanda Merkez Bankası'nın eski başkanı Wim Duizenberg'in eşi Gretta Duizenberg, HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı, UETD Başkanı Veyis Güngör, Koordinatör Mikail Güneş ve Hollanda Türk Yazarlar Kulübü Başkanı Sadık Yemni de gösteriye katılanlar arasında yer aldı.

Amsterdam'daki gösteride Bush'a atılacak yeni ayakkabıların sopalara takılarak taşınması dikkat çekti. Gösteri anında elindeki İsrail bayrağı ile dolaşan bir kişi tepkilere neden oldu. Bu kişi, polis ve görevlilerce olay yerinden uzaklaştırıldı. Şahsın elindeki İsrail bayrağı alınarak yerlere atıldı.

Gösteride Hollandalı, Alman ve Arap Müslümanların yanı sıra Türk vatandaşların da çokluğu göze çarptı.Yapılan konuşmalarla Hollanda hükümetinin ve dışişlerinin katliama karşı daha duyarlı olması istendi.

Gösteriye katılanlara hitaben bir konuşma yapan Sosyalist Parti Milletvekili (SP) Harry van Bommel, Hollanda hükümetinin İsrail'in masum insanlara saldırıları karşısındaki duyarsız tutumunu kınadı. Başbakan Jan Peter Balkenende ile Dışişleri Bakanı Maxime Verhagen'ı göreve çağıran Harry van Bommel, Hollanda'nın sessiz kalarak dolaylı bir şekilde İsrail'in saldırılarına destek verdiğini savundu.

Yeşil Sol Eski Milletvekili Muhammed Rabba ise, 150 kişilik temsilciler meclisinde yer alan diğer milletvekillerinin bu insani gösteriye katılmamalarını eleştirdi. Rabba, "Faslı küçük bir kesimin taşkınlıkları neticesinde Hollanda Temsilciler Meclisi olağanüstü toplandı. Neden bu kadar kapsamlı orantısız bir güç kullanan İsrail'e bir ses çıkarmıyor meclis. Nerede kaldı insanlık. Bu bir rezillik ve insan haklarına büyük bir saygısızlık." diye konuştu.

Diğer konuşmacılar da Filistin'e özgürlük talebini dile getirildi ve saldırıların yanı sıra Gazze'ye uygulanan ekonomik ambargo ve kuşatmanın da kaldırılmasını istedi.

Gösteride ağırlıklı olarak, ABD ve İsrail'i kınayan pankartlar taşındı. Öğleyin saat 13:00'de Amsterdam Museumplein de başlayan gösteri Amsterdam'ın arka sokaklarında akşam saat 17:00'ye kadar devam etti. Protesto gösterisi olaysız olarak sona erdi.

Diğer taraftan İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları Hollanda hükümetini karıştırdı. Hollanda Dışişleri Bakanı Maxime Verhagen'in İsrail'i kınamayarak saldırılarından Hamas'ı sorumlu tutması, hükümet ile muhalefet partilerini karşı karşıya getirdi. Koalisyon ortağı olan İşçi Partisi ve muhalefet partileri Dışişleri Bakanı'nın bu tutumuna sert tepki gösterdi.

İşçi Partisi Milletvekili Martijn Van Dam, hayretler içinde kaldıklarını ve bu saldırının kınanması gerektiğini kaydetti. Martijn, "Kullanılan şiddetin boyutu ne olursa olsun, şiddet şiddettir. Eğer Dışişleri Bakanı bu konuda gerekli açıklamayı yapmazsa mecliste hesap sorulacaktır." açıklamasını yaptı.

Muhalefet partisi D66 ise İsrail saldırılarının açık bir dille kınanmasını ve kınamanın AB bünyesinde gerçekleştirilmesini istedi.

Dışişleri Bakanı Maxime Verhangen'in saldırıları kınamaması kendi partisinde de bölünmeye neden oldu. Eski Başbakanlardan Dries Van Agt, Gazze'ye yönelik saldırının bir savaş suçu olduğunu söyleyerek, İsrail hükümetinin kınanmasını istedi. Hollanda eski Başbakanı Dries van Agt, İsrail devletinin ve işgal ordusunun terörist olduğunu söyledi. Hollanda eski Başbakanı Dries van Agt, insanlık dışı muamelelerde bulunan İsrail"i terörist olarak nitelendirdi. Dries van Agt, kendisinin Ortadoğu'yla ilişkisinin normalin üstünde olduğunu belirtti. Van Agt, kurduğu kişisel Web sitesinde de İsrail"in Filistinlilere yönelik uygulamalarının teröre girdiğini, ırk ayrımı politikalarına dayandığı için tüm uluslar arası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve vahşice olduğunu dile getirdiğine dikkat çekti.