TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


        TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum SitesiHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : 1/1/1970
Mesaj Sayınız : 16777215

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  OyunOyun  

Design By TürkMania
Powered By phpBB™ 2.0 Copyright © 2008 - 2012
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
TAKIP ET
CANLI DESTEK

HIZLI MENU

TURKMANIA FORUM
ANASAYFA İLETİŞİM Z.DEFTERİ SOHBET ODAM



En son konular
» ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Muğla Emptytarafından medcezir45 10/12/2014, 20:41

» Norton Antivirus 2012 serial key full serial
Muğla Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:38

» Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Muğla Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:19

» AutoCAD/AutoDesk sifreleri
Muğla Emptytarafından serkan123456789 24/11/2013, 02:13

» Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
Muğla Emptytarafından suris 29/5/2013, 22:34

» Avast'ın 6 yıllık Lisans Anahtarı
Muğla Emptytarafından ermangel 5/5/2013, 19:55

» Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Muğla Emptytarafından mustafaemin1234 30/4/2013, 13:09

» NORTON INTERNET SECURITY 2012 serial number
Muğla Emptytarafından delke 21/4/2013, 10:32

En bakılan konular
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Binlerce Mükemmel Programlar [Full] 2
+18 Cirilciplak kiz resimleri
Başka forum yazılımlarından SMF'ye nasıl geçilir?
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Dost Site Eklemek
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
En aktif konular
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
bütün üyeler,moderatörler,adminler,kısacası herkes 100den geriye sayalım yoklama başlasın
Osamanlı Minyatürleri
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Burçlar Arası Uyum
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Çorbalar
Tüm diyetler
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi adresi saklayın ve paylaşın
Cudi'de Çatışma! 4 Polis Şehit!
Muğla Empty21/3/2012, 11:38 tarafından TurkMania
Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada 4 polis şehit oldu.


Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada, 4 polis şehit oldu.

PKK terör örgütü, Şırnak ile Silopi arasında bulunan Cudi Dağı'nda güvenlik güçlerine pusu kurdu. Teröristler, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Güvenlik güçleri, karşılık verdi. Çatışmada 4 polis şehit oldu.

Yaralı polislerin helikopterle Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenildi.

Çatışmanın devam ettiği belirtiliyor.

Yorum: 0
Kimler hatta?
Toplam 196 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 196 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 274 kişi 21/9/2024, 08:48 tarihinde online oldu.
Dost Siteler
Muğla Star1eg CEMIL BUDAK
Muğla Star1eg NIKE FORUM
Muğla Star1eg HABABAM
Muğla Star1eg WP.PL
Muğla Star1eg INTERNETHABER
Muğla Star1eg ONLINE SOCCER
Muğla Star1eg INTERNET SPOR
Muğla Star1eg ALLEGRO
Muğla Star1eg ULTRAPANEL
Muğla Star1eg POLSKA INFO
Muğla Star1eg REPOOL MANIFO
Muğla Star1eg RUTOR
Muğla Star1eg ODNOKLASSNIKI
REKLAM

Reklam Alanı Aylık 5 TL Reklam Ver
REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

TOPLIST


Webmasterim.Com
Zirve100 Site ekle
Forum Siteleri
traceroute
Anahtar-kelime

 

 Muğla

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:39

MUĞLA

Genel Bilgiler

YÜZÖLÇÜMÜ: 12,948 km²
NÜFUS: 717,384 (2000)

İL TRAFİK NO: 48

İLÇELER: Muğla (merkez), Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Ortaca, Ula, Yatağan.

1-Türk Egemenliği Öncesi Muğla :
Antik Karya Bölgesinin en eski yerleşim alanlarından olan Muğla, sırasıyla Karya, Mısır, İskit, Asur, Dor, Met, Pers, Makedon, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. 1284 tarihinde Türk egemenliğine girmiş olan Muğla ilinin antik adı, çeşitli bulgu ve kaynaklarda “Mobella, Mobolia, Moğola” olarak geçmektedir.

M.Ö. 3400 tarihinde bölgeye gelen kavmin başında “Kar” adında bir önder bulunmakta idi. Bu sebeple bölge “Karya” olarak anılmaya başlanmıştır. Karya kuzeyden Lidya, batıdan Frigya ve güneyden Likya ile çevrilidir. Bu sınırlar kuzeyde Söke, Aydın ve Nazilli’nin üstünden başlar, güneyde Dalaman Çayı’nın döküldüğü yerde biter. Bu sınırlar bölgemizin bugünkü sınırlarına çok yakındır

Karya’nın toplu yerleşim merkezleri Muğla ve Milas’tır.
Bu çağda Karya bölgesi, Ege Denizi’nden gelen Yunan sömürge dalgalarına sahne olur. Birinci sömürge dalgası sonunda Datça üst ve alt Knidoslarla Bodrum yerleşim birimleri oluşur. İkinci sömürge dalgasının yaratmış olduğu bir şehir yoktur. Üçüncü sömürge dalgası sonunda meydana gelen yerleşim merkezleri şunlardır: Dalaman (Daldala), Fethiye (Telmessos, Tlos, Xhantos-Kınık, Patara-Minare, Tlos-Eşen) Stratoneika-Eskihisar, Nakrasa-Karakuyu ve Akassos-Bozüyük.

M.Ö. 1800-1200 yıllarında Milas ile Karya’nın adalar komşuları Rodos ve İstanköy’de Miken ve Hitit buluş alanlarına rastlanır.

M.Ö. 334’te Anadolu’ya geçen Büyük İskender, Karya’ya Bodrum-Gümüşlük kapısından girmiştir. Büyük İskender’in Karya’ya girişinde, Karya Satrapı Ada, kardeşi Piksodaros’un isyanı üzerine Alinda’ya çekilmiş bulunmaktaydı. Ada, Alinda’da iken topraklarına giren Büyük İskender’e Alinda’nın anahtarlarını gönderdi. İskender’den kendisini “anası” olarak kabul etmesini istedi. İskender, Ada’nın bu isteğini kabul etti; Ada’yı hem analığa, hem de Karya Satraplığı’na tekrar getirdi.
Ada, Karya Satrabı Hecatomnus’un beş çocuğundan biridir. Ada’nın kendinden başka, Mausolos, Hidrieus, Piksodaros ve Artemisia adlarında dört kardeşi daha vardır. Mausolos kız kardeşi II. Artemisia, Hidrieus ise diğer kız kardeşi Ada ile evlidir.

İskender’in güvenini kazanan Ada’nın Karya Satraplığı uzun sürmedi. İskender’in Lykia’ya çekilmesi üzerine, kardeşi Piksodaros Ada’ya isyan ederek onu öldürdü, kendisi Karya Satrabı oldu (M.Ö. 333). İskender, Piksodaros’un ölümünden sonra haznedarı Philotas’ı Karya Satraplığı’na getirdi ancak İskender’in ölümünden sonra Karya karışıklık içine düştü. Karya’da Selevkos ve Bergama egemenliğine kadar sürecek karanlık devir başladı.

Karanlık dönemden sonra Karya, Bergama ve Roma egemenliğine girdi. (M.Ö. 133) M.S. 395’te Büyük Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı. Karya bu ayrımda Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nda kaldı.
VII. yüzyıldan beri İslam dünyasının ilgisini çekmeye başlayan Anadolu, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklu İmparatorluğu’nun hakimiyetine girdi. Selçuklu döneminde bölgemizin Türk ve İslam cemaatlerine yaylak ve otlak durumuna geldiğini Paul Vittek’in 1944 yılında Türk Tarih Kurumunca basılan, “Garbi Küçük Asya Tarihine Ait Tetkik Kitabı”ndan öğrenmekteyiz. Vittek, bölgede kurulan Menteşe Beyliği’nden çok önce, yöreye Türkmen boylarının yerleştiğini söyler.
Henüz sahillere inmemiş olan bu boyların, sahilleri gören yaylalara yoğun şekilde geldiklerini ve bu yaylalarda geniş otlaklara sahip olduklarını kaydeder.

Kütahya’dan Muğla’ya gelen ilk Oğuz boyları şunlardır: Horzum, Yahşibey, Kızılcakeçili, Balyabolu, Alayuntlu, Ekerer, Hamza, Emirali, Bart ve Köyceğiz cemaatleri. Bu cemaatlere “Menteşe Kayıları” denir. Sayı ve dağılım bakımından Konya ve Ankara Kayıları’na oranla daha topludurlar. Beçin merkez olmak üzere, kuzeyde Çine ve Selçuk, güneyde Köyceğiz’e kadar tirler halinde yayılmışlardır. Menteşe Kayıları önceleri Konya Kayıları gibi yarı göçebe yaşarlarken, Kanuni fermanları ve yasalarıyla göçebelikten yerleşik tarım toplumu haline gelmeye başlarlar. Menteşe Kayıları Kütahya göçlerinden ve Karya fethinden önce, Isparta ve Denizli bölgesine yerleşen ve sayıları İbn-i Said’e atfen Ebu’l Feda tarafından 200 bin çadır kaydedilen eski uç Türkmenidirler. Yöremize Moğol istilası sonunda geldikleri kaydedilir. Bunların doğuda kalan boylarına “Türkmen”, kendilerine “Yörük” denir.

Menteşe Kayılarının toplu yerleşimleri şu merkezlerde olmuştur:
Nasuh ve Musa tirleri (Veled-i Mustafa) Beçin,
Mustafa tiri (Veled-i İbrahim) Milas,
Hızır tiri (Veled-i Aydoğdu) Beçin,
Halil tiri Beçin-Acısu,
Demirci İbrahim tiri Eskihisar,
Mustafa tiri (Veled-i Hasan Fakıh) Beçin,
Resul tiri (Veled-i Davut) Beçin,
Mehmet tiri Bozüyük,
Hazma tiri (Veled-i Bayezid) Çine,
İsabalı tiri (Veled-i İvaz) Balat-Çine,
Halil tiri, Mandalyat,
Kara Üveys Zaim tiri, Köyceğiz

Bu cemaatler kolonizatör Türk dervişlerinin emrindedir. Özellikle 14. ve 15. yüzyıllarda bu dervişler, aşiretler arasında çok itibara eriştiler. Bu nedenle göçebe aristokrasisi ile cemaatler de bunların adlarıyla anılır oldular. Muğla’nın bugünkü mahallelerine adlarını veren Emirbeyazıt, Hacı Rüstem, Kara İmam, Şeyh Bedrettin ve Muslihittin gibi.

Bölgemize Kütahya dolaylarından gelen ilk İslam-Türk nüfusa, Menteşe Beyliğinin son yıllarında Timur’dan katkılar gelir. 1402 Ankara Savaşı’nda Osmanlı ordusunu yendikten sonra Batı Anadolu ‘ya gelen Timur, kış aylarını Ayasuluk’ta (Selçuk) geçirir. Menteşe dağlık bölgesinin içlerine talan için gönderilen Timur’un çavuşlarından yer yer geri dönmeyenler olur. Bize, bu kaynaşmanın ipuçlarını Türk diyalektoloji araştırmaları vermektedir. Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu, 1960’lı yıllarda Muğla dolaylarında yapmış olduğu dil araştırmalarında Nogayca’dan izler bulmuştur. Nogayca, Moğol dil kökenine dahildir.

Benzer gözlemi Prof. Dr. Rebii Barkın yapmıştır. Afganistan Kabil Üniversitesinde, 1950’li yıllarda öğretim üyesi olarak çalışan Barkın, Türkmence, Nogayca ve Azerice konuşulan coğrafya parçalarını yakından görme ve tanıma olanağı bulmuştur.

Prof. Dr. Rebii Barkın, 1954 yılında Muğla’dan milletvekili adayıdır. Aynı yılın bahar aylarında, Muğla’nın ilk eczacılarından Ethem Serim ile merkeze bağlı Akkaya (Dirgeme) Köyü’ne giderler. Girdikleri kahvede oturanların fizyonomilerinden etkilenen Barkın, kendi kendine mırıldanır: “Ben bunları yakın geçmişte Orta Asya steplerinde bırakmıştım, ne zaman buralara gelmişler?” Sıra konuşmalara gelince Barkın’ın hayreti biraz daha artar, Ethem Serim’e dönerek şunları söyler: “Muğla’da Nogayca’nın varlığı kesin, Timur’un Ayasuluk’ta geçirdiği dönemin hatıraları bunlar.”

Muğla, Karaman Beyliği’nin Osmanlı’ya katılması ile beraber Karaman’dan sürülen Türkmen boylarının da yeni yerleşim bölgelerinden biri durumuna gelir. Bugün Muğla’da “Karaman” adını taşıyan pek çok aile vardır.

Konya’nın Mevlana ailesi, Menteşe’ye özel ilgi duyar. Yeni fethedilen “uçların” Hanefi mezhebi ve Mevlevi itikadı etrafında kümelenmeleri, Mevlana ailesinin egemen politikalarıdır. M.S. 1300’lü yıllarda Mevlana soyundan Arif Çelebi Menteşe’ye gelir. Menteşe Beyi Mesut Bey’in oturduğu Milas’ta uzun süre kalır. Bu süre sonunda Mesut Bey Arif Çelebi’nin müridi olur. Paul Vittek, adı geçen eserinde bu geziden söz ederken şu yorumda bulunur: “Uç’a yapılan bu seyahatlerin sebebini kavramak kolaydır. Bunun manası, büyük mikyasta fütühhatlar ile önem kazanmış olan hükümdar ailelerini Mevlana ailesi için kazanmak…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:39

Muğla’nın yaşadığı önemli nüfus dalgalanmalarının bir kaynağı da Kaletavas’tır. Özellikle Menteşe mir’i topraklarını Padişah adına yönetmeye başlayan Tavaslıoğullarının hüküm sürdüğü 18. ve 19. yüzyıllarda Muğla Merkeze ve bağlı beldelere yoğun Kaletavas göçleri olmuştur. Abbak Süleyman Ağa, Kahyaoğulları, Sucuzadeler, Kaleliler, Özalpler, Özdemirler, Bekir Erdemler, Gümüşler, Keleşler-Selçukiler Muğla’nın ticari, sosyal ve kültür yapısında etkisi görülen Kaletavaslılardır. Yeni gelen Kaletavaslı ailelerin bir bölümü, bölgemize, Tavaslıoğullarının kaza ayanlıklarını yapmak üzere gönderilmişlerdir. Kaletavaslı Hacı Abbak Ağa’nın etrafına aldığı kalabalık bir cemaat topluluğu ile 18. yüzyılın başlarında Yerkesiği kazasına geldikleri ve bu gelen nüfusun Yerkesiği nüfusunun yarısını oluşturduğu bilinmektedir.

Muğla’yı etkileyen nüfus göçleri Konya göçleridir. Bugün, Muğla Merkez’in yerleşik nüfusunu oluşturan eski ailelerden bazıları “Konyalılar” olarak bilinir. Konyalılar Medresesi, Konyalılar Mezarlığı, “Konyalı Hocalar” lakabı Muğla ve bağlı beldelerin ünlenmiş ailelerini anımsatır.

Muğla folklorunun ve basınının öncüsü Hacı Kadızade Hafız Sabri Bey, Menteşe Kuva-i Milliyesi kurucularından Yerkesikli Ömer Ağa ve Hacı Yahya ile Ahiköy Kuva-i Milliye kurucusu Yatağanlı Fehmi Ağa sülaleleri Konya çıkışlı ailelerdendir.

Muğla’nın I. Dönem (1920-1923) milletvekilleri arasında olan Saadettin Özsan ile Adnan Menderes hükümetlerinin Tekel ve İşletmeler Bakanı olan Nuri Özsan, Konyalı “Müftüler” ailesindendir. Muğla’nın eski belediye başkanı Latif Sepil, Muğla’nın bir başka Konyalı ailesine mensuptur. Muğla’nın eski belediye başkanlarından Haluk Özsoy da Yerkesik beldesine yerleşmiş olan Konyalı ailesinin çocuğudur.

Paris Tıp Fakültesi mezunlarından Dr. Fevzi Koçer’in mensup olduğu “Koyunşeyhler” de Muğla’ya Konya’dan gelen aileler arasındadır.

Merkeze bağlı Yeşilyurt beldesinin bir mahallesine adı verilen Hacı Ali, Konya çıkışlı olup kendine bağlı ailelerle Yeşilyurt’a (Pisi) yerleşen cemaat liderleri arasındadır.

Muğla’nın nüfusunda önemli etkisi ve payı olan Hasan Kadılar ailesi, Fatih Sultan Mehmet’in Muğla kethüdasıdır. Bu aileyi izleyen Zorbazlar, Hacı Osman Ağalar (Şevketler, Şerif Efendiler, Mehmet Ağalar, Hacı Memiş Ağalar), Dr. Muhsin Ertuğlu’nun bağlı olduğu Kabaklılar, Muğla nüfusunun önemli çekirdeklerini oluşturur. Manisa ayanı Karaosmanoğlu ailesinin yıkılan saltanatından bölgemize bir kol gelerek, içinde Muğla eski belediye başkanlarından Naci Karaosmanoğlu’nun da bulunduğu bir ailenin Muğla’da büyümesine neden olur.

Muğla nüfusunu etkileyen bir başka göç dalgasını, Celali isyanları döneminde bölgemize sürgüne gönderilen sipahi aileleri oluşturur. Bu ailelerden en önemlisi Ula’ya yerleşmiştir. Ula dilinde bu aile, “İspahalar” adını almıştır.

17. yüzyılın II. yarısında Menteşe bölgesine sürgüne gönderilen bir başka sipahi, Ese Paşa’dır. Ese Paşa, beraberinde Kırım Türklerinden bazı boyları ilimize getirmiştir. Muğla Merkeze bağlı Yerkesik beldesinin köylerinde bu göçün izleri vardır.

Bu nüfus hareketlerinin yanı sıra Bilecik, Bursa ve Kütahya dolaylarından gelen Karakeçili, Bayındır, Baydur ve Kötekli cemaatleri ile Muğla nüfusunun yapısı zenginleşmiştir.

Bilecik dolaylarından Ula, Uyur, Gölcük ve Sandras bölgelerine gelen Karakeçililerden, Prof. Dr. Feyyaz Gölcüklü’yü yetiştiren Ula’nın ve Muğla’nın geniş ailesi Gölcüklüler, Ula’nın ünlü saray muallimi Palabıyık Mehmet Efendi soyu ile Prof. Dr. Ali Rıza Özbek’in bağlı bulunduğu, Muğla’nın okumuş ailesi Hacı Hamzalar meydana gelmiştir.

Bursa Uludağ’ın Bayındır ve Baydur cemaatlerinden, Yerkesik beldesinin okumuş ailesi Ahmet Efendiler oluşmuştur.

Kütahya dolaylarından gelen Türk ailesinden, Yeşilyurt beldesinin Türk Ömer Efendiler ailesi meydana gelmiştir. Aynı beldede, Konya Bozkır’dan gelen ailelerin de önemli payı vardır. Kütahya’nın Kötekli cemaatinden de, Üniversite bölgesindeki Kötekli (Hacıaraplar) Köyü kurulmuştur.

“Giresun” soyadını taşıyan ailenin atası, Giresun’dan gelip Terzibaşıoğlu ailesine damat olmuştur.

Dehri Hoca Mehmet Hilmi Efendi ve Balcılar ailesi Akşehir’den gelmedir.

Muğla’nın son dönem yetiştirdiği Paşalardan Mehmet Harput’un dedesi, Harput’tan asker olarak gelmiş ve Bağlamacılar ailesine damat olarak Muğla’da kalmıştır.

Muğla’nın okumuş ailesi Baydurlar, Samsun-Vezirköprü’den Muğla’ya subay olarak gelen ve Karahafızoğulları’na damat olan Tüfekçibaşı Hüseyin Ağa’nın soyudur.

Muğla’da Anadolu dışından gelen aileler de bulunmaktadır.

Halepli Cabbarilerden Derviş Sadettin Efendi, 1838’de Muğla’ya gelerek Aktarlar ailesinin banisi olmuştur.

Mısır-İskenderiye’den gelen bir kol, Muğla’nın alaylı eczacısı Arap Hacı Mehmet Ali Efendi soyunu oluşturmuştur.

Tunus’tan gelen bir kol, Hacıyanıklar ailesinin atasıdır.

Bağdat’tan gelenler aynı adla anılırlar.

Şamlı subay Hacı Hüseyin Efendi’nin soyu “Şamlılar” olarak bilinir.

Mukaveletçi Ömer Efendiler ile Şevketler’in ninesi Mora’dan gelmedir.

Rumeli bozgunuyla Muğla’ya gelen aileler, Serezliler, Filibeliler, Dramalılar, Selanikliler, Arnavutlar, Bosnalılar olarak bilinirler.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Yunanistan ile yapılan Mübadele (değişim) sonucu, Selanik ve yöresinden gelip Muğla’ya yerleşen yeni hemşehrilerimiz özellikle müzik alanında yaptıkları atılımlarla, yerel kültürümüzün bir kesitine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Kendileri, ******’ün hemşehrisi olmaktan ayrıca gurur duyarlar.

19. yüzyılın Kafkas bozgununda Anadolu’ya kaçan ailelerden bir bölümü, Köyceğiz Ovası’na yerleşerek Döğüşbelen Köyü’nü kurmuşlardır.

Giritli Ali Molla, Girit kırımından kaçarak 1313’te (1897) Muğla’ya gelmiş ve Pisi bölgesine yerleşmiştir.

Mağribli (Arabistan) Şeyh Ali oğlu Hafız Hacı Ömer Efendi, “Camkıran” lakabıyla bilinmekte olup, Şeyh Camii’nde uzun yıllar imam-hatiplik yapmıştır.

Muğla’nın eski ailelerinden Şeyh Aliler ile Cezayirlilerin de Kuzey Afrika’dan (Fas-Tunus-Cezayir) Muğla’ya geldikleri bilinmektedir.

Yalnız erkek nüfusun sayımının yapıldığı 1831 Nüfus Sayımı’na göre, Menteşe sancağının toplam nüfusu, 52.000 dolaylarındadır. Bu nüfusun 50.000’e yakını İslam, 2.000’den çoğu Hrıstiyandır. Hrıstiyan nüfusun, 2.294’ü Rum, 52’si Ermeni, 36’sı Yahudidir. Muğla Merkez Rumluğu’nun çıkardığı en önemli şahsiyet, 19. yüzyılın II. Yarısı ile 20. yüzyılın başlarında yaşamış olan Sir Basil Zaharof’tur. Zaharof, dünya silah ticaretini Londra’da elinde toplamıştır. Bodrum Rumluğu’nun çıkardığı en önemli şahsiyet, hukukçu Pulluoğlu İstimat Zihni Özdamar’dır. Özdamar, Papa I. Eftim Erenerol ile Kayseri-Zincidere’de I. Türk-Ortodoks Kurultayı’nı toplamış ve bu kurultaydan Ulusal Kurtuluş Savaşı’na destek kararı çıkartmıştır. Kayseri’de yayınladığı Sada-i Hak Gazetesi ile ulusal kurtuluşu savunmuştur. Muğla Yahudi cemaatinin en önemli şahsiyeti Bodrumlu Prof. Dr. Avram Galanti’dir. Kendisi Jön Türk’tür. ******’ün davasına sonuna kadar bağlıdır.

17. yüzyılın ikinci yarısında Menteşe’nin nüfusu 29 kazada toplanmıştır. Bu kazalar şunlardır: Muğla, Yerkesiği, Ula, Gökabat, Gereme, Bozoyük, Eskihisar, Mesevli, Makri, Üzümlü, Eşen, Pırnaz, Perakende, Beçin, Çine, Agritos, Düver, Saravalos, Sarıç, Dadia, Darahia, Feslikan, Karaova, Keranes, Davas, Köyceğiz, Mazın, Göküyük, Mandelyat.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:40

2- Türk Egemenliğinde Muğla :

a) Menteşe Beyliği Dönemi :

1220 yıllarından beri devam eden Moğol istilası, Türk cemaatlerini ve muharip kitlelerini Mavera-ün-nehir’den Küçük Asya’ya (Anadolu’ya) doğru hareket ettiriyordu.

Anadolu’da kurulmuş olan Selçuklu Devleti, doğudan gelen Moğol istilaları ile alttan alta oyuldu. 1260’lı yıllardan itibaren Menteşe’nin eski sahibi Bizanslılar, Karya ülkesine yeni gelmeye başlayan İslam-Türk unsurlarla tanışmaya başladılar. Özellikle Denizli-Fethiye arasında uzayan geniş yaylak ve otlaklar, Menteşe Bey’den önce gelip, yöreyi yurt edinen gezgin Türkmen obaları ile doldu, taştı.

Menteşe Bey, 1284 yılında Aydın-Güzelhisar’da Taralleis Savaşı olarak bilinen gaza olayı ile Karya topraklarına girdi.
Menteşe Bey Karya’nın içlerine uzandıkça, Bizans nüfusunun önemli bölümünün kıyılara ya da adalara kaçtığını gördü. Karşılaştığı Bizans nüfusunu Türkleştirip İslamlaştırdıktan sonra, Batı Anadolu’nun en büyük oymak reisi Germiyan Bey’e mektup yazdı. Yeni fethedilen ve nüfustan büyük ölçüde eksilen Karya topraklarına Germiyan boylarından cemaatler istedi.

Bu isteği uygun bulan Germiyan Bey, yeni fethedilen Karya topraklarına çok sayıda tirler ve cemaatler göndermeye başladı. Böylece, yörenin ilk nüfusu Germiyan Türklerinden oluştu. Karya adı bırakıldı; yöreye fatihinin adı olan “Menteşe” verildi.

Menteşe Beyliği, Osmanlılar tarafından ilk zapt tarihi olan 1290’lara kadar müreffeh ve sakin yaşadı. Kuzey limanı Balat’tan ve güney limanı Gökova’dan Menteşe dışına buğday, safran, susam, bal, balmumu, palamut, zibebe, şap, maroken, deri, halı, köle ve cariye ihraç etti. Frenk tüccarların gemileri Balat ve Gökova limanlarından Rodos ve Kıbrıs gibi adalara, güneyde Mısır’a, batıda Avrupa ülkelerine bu ihraç ürünlerini götürdüler. Buna karşılık aynı limanlardan Menteşe’ye, devrin önemli ithalat maddelerinden kumaş, sabun, kalay, kurşun v.b. mallar getirilerek, hem Menteşe’nin ihtiyaçları karşılandı hem de daha iç bölgelere giden deve kervanları ile, ticaretin alanı Anadolu’nun diğer illerine doğru taştı.

Menteşe, diğer Türkmen beylikleri içinde birden gelişen Osmanlı Beyliği karşısında fazla dayanamazdı. Bütün Türk beyliklerini tek çatı altında toplama politikası güden ve giderek cihan imparatorluğuna yönelen Osmanlı Devleti, Yıldırım Bayezid zamanında Menteşe Beyliği’ni Osmanlı topraklarına kattı. Son Menteşe Beyi Mehmet Bey, beyliğini terk ederek Sinop Beyi’ne sığındı. Bu sıralarda doğudan Anadolu’ya gelmekte olan ve Osmanlıyı bitirme politikası güden Moğol İmparatoru Timur, Osmanlının fethettiği topraklardan kaçan tüm Türk beylerinin sığınma merkezi durumuna geldi. Mehmet Bey de Timur’a giderek O’na sığındı. 1402 Çubuk Savaşı’nda Timur’un yanında oldu; Menteşe’den gelen eski askerlerini Timur’un yanına çekti. Savaşı kazanan Timur’dan icazet alan Mehmet Bey, tekrar Menteşe’ye gelerek beyliğin başına geçti.

Menteşe, Timur’un Çubuk Zaferi’nden sonra 22 yıl daha bağımsız kaldı; 1424 yılında Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murat tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.

B- Osmanlı Dönemi :

1424’te Menteşe’nin Osmanlı sancağı oluşunu izleyen yıllarda, ilimizi Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman ziyaret etti. Rodos adasını almak üzere 16 Haziran 1522 tarihinde İstanbul’dan yüz bin kişilik ordu ile Menteşe iline hareket eden Kanuni, 23 Temmuz 1522 günü Muğla’ya geldi. Karabağ’da otağ kurdu.

Muğla’nın ileri gelenleri ile yaptığı konuşmada, kendisine takdim edilen kişilerin ve tarif edilen yerlerin “Kara İmam, Kara Mehmet, Kara Molla, Kara Hafız, Karabağlar, Karaçayır, Karadağ ve Karaağaç” olarak sıralandığını duyunca eşrafın sözünü keserek, “Karaları bırakın, bu ilin adı bundan böyle Ganibağ olsun” dedi. Böylece şehrimiz ve yaylamız Karabağlar, Sultan methiyesini kazanmış oldu.

28 Temmuz 1522’de Rodos’a ulaşan Kanuni, aynı yılın Ekim ayında Rodos’u aldı. Dönüş yolunda da aynı güzergahı takip etti. 8 Kasım 1522 günü Muğla’ya geldi, 1 gün mola verip otağ kurdu. O güne kadar alınamayan Bodrum Kalesi’nin fethini Palas Mustafa Paşa’ya emretti. Tamamlanan bu fetih ile beraber ilimizin bugünkü sınırları çizildi.

Kanuni’nin Muğla’dan ayrılmasını izleyen yıllarda, ilimiz Celali isyanlarının bir bölümüyle hayli meşgul oldu.

Muğla’da, 16. yüzyılın ikinci yarısıyla 17. yüzyılın başlarında “suhte”ler ayaklandı. Suhteler, lise düzeyinde öğrenim gören öğrencilerdir. Yüksek icazet veren İstanbul “Sahn” Medreselerine gitmek için, başarılı suhteler üç yıllık danişmentlik eğitiminden geçer. Suhtelerin itirazları ve isyanı uygulamada bu kuralın dışına çıkıldığı ve yolsuzluklar yapıldığı noktasındadır.

Sultan III. Murat’ın tahta geçişinin ilk yılında (1576) Muğla’da, Kara Sadık adındaki suhte başbuğu, kayıtsız-şartsız ve sanki hükümran olarak dolaşmaktadır. Bu isyana halkın desteği vardır. Bu nedenle kadılar, müderrisler, müftüler, imamlar, hatipler, suhtelerle iyi geçinmektedir.

Suhte isyanlarının giderek genişlediğini ve halktan destek gördüğünü fark eden Padişah, 1582 yılında yayınladığı Nişan-ı Hümayun ile “Liva-i Menteşe Sancağı beyine ve liva-i mazburda vaki olan kadılara” yumuşatıcı bir takım esaslar önerir; suhte cürümleri affedilir. Ehli örf ve kadılara da suhtelerin itiraz ettikleri yolsuzluklara karışmamaları emri verilir.

İlimizi 17. yüzyılın ikinci yarısında ziyaret eden Evliya Çelebi, 1670’ler Muğla’sında Karabağlar’a hayran kalır. “Benzeri ancak Malatya’da Aspuz ve Konya’da Meram bağları vardır.” diyerek Karabağlar’ın zengin ağaç ve meyve dokusuna işaret eden Çelebi, Muğla’nın insanlarını temiz, okumuş, bilgili kimseler olarak tanımlar.

O yıllarda Muğla, medreselerin bol olduğu İmparatorluk sancaklarındandır. Ev düvenlerinde dokunan giyimlik bezler, sadakor gömleklikler, ipek çarşaflar, keçe hırkalar, harmaniyeler ve başlıklar, dış satıma da sunulan üretim malları arasındadır.

Osmanlının mir’i toprakları arasındaki Menteşe Sancağı, 1740’lardan itibaren yörenin nüfuzlu ailelerine kiraya verilmeye başlandı. Bu aileler mir’i toprakların kiralanacağı günlerde İstanbul’da Saray’a gittiler; açık arttırma ile kiraya çıkan toprakları, zaman zaman birbirlerini dışlayarak kiraladılar. Adlarına “mütesellim” denilen bu aileler, kira süreleri devam ederken Menteşe Sancağı’nın adli, idari, mali ve askeri işlerinin tümünü kendi ayanları, hazinedarları, kadıları ve müftüleriyle yönettiler.
1864 İdari Islahatı’na kadar süren yaklaşık yüz yıllık sürede, Köyceğizli Hasan Çavuşoğulları, Milaslı Abdülaziz Ağaoğulları ve Kaleli Tavaslıoğulları Menteşe Sancağı’nın hükümranı oldular.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:40

3-Kurtuluş Savaşında Muğla

a) İtalya’nın Menteşe’yi İşgali :

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu yenik devletler arasında sayıldı. Yenik devlet olarak imzaladığı Sevr anlaşmasıyla, İmparatorluk toprakları galip Avrupa devletlerinin fiili istilasına uğradı. Bu anlaşmaya göre Menteşe, İtalya’nın işgaline uğradı. (11.05.1919)

İtalya’nın Menteşe’deki işgalinde, Yunanistan’ın silahlı mezalimi görülmez. İtalya, Menteşe’ye “Hululü Muslihane Politikası (ılımlı, barışçıl politika)” güderek çıkarma yaptı.

İtalyan işgali üzerine Muğla’da kuvvacı filizlenme başladı. Muğla’ya çıktığından beri İtalya, Muğla kuvvacıları ile iyi geçinmeye çalıştı. Yunanistan
’ın 15 Mayıs 1919 günü İzmir’e silahlı çatışmayla çıkması ve bu çatışmada gazeteci Hasan Tahsin’in şehit edilmesi üzerine aynı günün akşamı, direniş cephesini kurma kararını alan Muğla kuvvacıları Muğla Belediye Salonu’nda toplandılar. Muğla Belediye Başkanı Zorbazzade Ragıp Beyi, Menteşeliler Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin başına geçirdiler. Tam bağımsızlığa giden Ulusal Mücadele’nin Muğla’daki sıçrama noktasını yaratan seçkin öncüler şunlardır: Zorbazzade Ragıp Bey (Belediye Başkanı), Dr. Cemil Şerif Baydur (Hastane Operatörü), Hacıkadızade Hafız Sabri Bey-Aksoy (Muğla Sandık Emini), Zorbazzade Emin Kamili Bey-Ereörnek (Çiftçi), Sinanzade M.Cemal Bey-Artuç (Dava Vekili), Serezlizade Memiş Efendi-Serez (Belediye Meclisi Üyesi), Selimzade İsmail Efendi-Ünal (Molla-İmam), Mestan Efendi (Kereste Tüccarı), Serficeli Reşit Bey (Mutasarrıf Hilmi Bey kardeşi), Bozüyüklü Hacı Süleyman Efendi (İl Genel Meclisi Üyesi), Mehmet Cemal Karamuğla (Orman Mühendisi), Dr. Hüseyin Avni Ercan-Topaloğlu (Hastane Doktoru), İskender Alper (Mekteb-i Hukuk öğrencisi), İbrahim Bey (Muğla Jandarma Mülazımı), Gölcüklüzade Şevket Bey (Çiftçi), Tokuçzade Ömer Azmi Bey (İstatistik memuru), Türidizade Kamil Bey-Türer (Tüccar), Karamollazade Ethem Efendi-Karaturhan, Ayaydın (Çiftçi), Osman Bey (Eczacı), Şekerzade H.İbrahim Efendi (Usta, Taşeron), Mehmet Bey (Muğla Hapishane Müdürü).

Bu Cemiyet önce Muğla Kuva-i Milliye Komitesi adını alır. Anadolu ve Rumeli Müdaafa-i Hukuk Cemiyeti’ni oluşturur. Cumhuriyet’in ilk partisi, Halk Fırkası’nın temeli bu cemiyettir. Bu cemiyete, Ragıp Bey’den sonra Hazma Bey, Ağır Ceza Reisi Erzurumlu Gemalmazoğlu Cemal Bey ara ara başkanlık yapmışlarsa da, Cemiyet’in fırkaya dönüşümündeki son başkanı, Zorbazzade Ragıp Bey’dir. 21 kişilik ilk listeye ilerleyen yıllarda Muğla’nın seçkin evlatları üye olmuşlardır.

Bu Cemiyetin silahlı milis çetesini şu efeler oluşturmuştur: Ejderhaoğlu Muhammet Efe, Topaloğlu Mehmet efe, Topaloğlu Ahmet Efe, Hacıgeçioğlu Hüseyin Efe, Damgalıoğlu Tahir Efe, Gıvılattı H.İbrahim Efe, Sakaloğlu Efe, Tahsildar Feyzullah Efe, Aşçı Abdurrahmanoğlu Mehmet Rıfkı Efe, Aşçı Abdurrahmanoğlu Mehmet Emin Efe, Mutasarrıf Hilmi oğlu Rüştü Efe, Çavuş İbrahim Efe, Hacıiligoğlu Mehmet Efe, Helvacıların M.Ali Efe, Düverekli Cücümün Ali Efe, Çakıcı Mehmet Efe, Kısa Hasanoğlu Ali Rıza Efe, Kirişçi Yörük Mehmet Efe.

Bu milisler Erbeyli Baskını’nı gerçekleştirecek olan Muğla Serdengeçtiler Müfrezesi’nin çekirdeğini oluştururlar.

Menteşe ilinin tüm kazaları Ragıp Bey’i izleyerek Müdafaa-i Vatan cemiyetlerini kurdular.

Aynı tarihlerde, Menderes cephesinde Yunan işgaline karşı Milli Aydın Alayı’nı kurmuş olan Yörük Ali Efe, Muğla’ya geldi. Muğla Kuva-i Milliyecileri ile beraber Çine’ye, Aydın’a giderek, Kurtuluş Savaşı’nın düzenli ordudan önceki gerilla savaşlarını yapmış oldu. Muğla, Kurtuluş Savaşı öncesindeki toparlanmasında il içinde üç kongre yaparken, il dışındaki iki kongreye de delegeleri ile katıldı.

B- Kongre Hareketleri :

1 Haziran 1919 Kongresi : Menteşeliler Müdafaa-i Vatan Cemiyeti ile Muğla’nın ileri gelenleri, Menteşe Mutasarrıfı Serficeli Hilmi Bey’in başkanlığında toplanırlar. Toplantı yeri, Şeyh Camii’nin avlusundaki kütüphanedir. “Memleketin selameti hakkında bir fikir edinmek ve icabı halinde Yunan işgaline karşı milli ve mahalli teşebbüsata dair İtalya hükümetinin nokta-i nazarını anlamak” maksadıyla bir araya gelen Dava Vekili Fevzi, Muğla Sandık Emini Hacı Kadızade Hafız Sabri, İl Genel Meclisi Üyesi Datçalı Nurullah ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası Muğla Reisi Müftüzade Sadettin Efendiler bu kongrenin murahhas üyeleridir.

5 Haziran 1919 Kongresi : 120 kişinin Muğla Belediye Salonu’nda yaptığı kongre, Mutasarrıf Serficeli Hilmi Bey’in başkanlığında müzakerelere başlar. Bu kongrede, olası Yunan işgaline karşı İtalya ile aranan ittifak tedbirleri oylanarak kabul edilir. İzmir’in işgalinin ertesi günü, Muğla Belediye Başkanı Ragıp Bey’in başkanlığında gizli olarak kurulan Menteşeliler Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin gizliliği kaldırılır. Muğla Kuvvacılarının bu cemiyetin öncülüğünde toplanması ve çalışması kararlaştırılır.

8 Ağustos 1919-I. Nazilli Kongresi : Aydın ili adına Nazilli, Denizli ve Muğla delegelerinin katılımlarıyla toplanan kongrede, illerin Kuva-i Milliye örgütlenmesine bir sistem kazandırılır. Muğla livası, Güneybatı Anadolu cephesinin “deposu” olarak görevlendirilir. Muğla Kuva-i Milliyesinin; 1-Maliye, 2-İnşaat, 3-İstihbarat, 4-Gönüllü Silah ve Asker Toplama, 5-Fedakaran ve Muhacirine Yardım, 6-Ulaştırma, 7-Alım-satım, 8-Sağlık şubesi halinde etkin ve yaygın bir çalışma yapması kararlaştırılır.

I. Nazilli Kongresi’nde Muğla’yı, Hacı Kadızade Hafız Sabri Aksoy, Müftüzade Sadettin Özsan ile Muğla Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Hüsnü Bey temsil ettiler.

19 Eylül 1919-II. Nazilli Kongresi : Bu kongrede, Harekat-ı Milliye, Redd-i İlhak Aydın ve Havalisi Heyeti Merkeziyyesi kurulur. Karara göre bu “heyet-i merkeziyye”, Aydın, Muğla, Denizli, Isparta, Burdur ve Antalya livaları ile bu livalara bağlı ilçe ve bucaklar Kuva-i Milliye komitelerinin yollayacakları birer üyeden oluşacaktır. Bu delegeler sürekli Nazilli’de kalacaklar ve ayda 50 lirayı geçmemek üzere aylık alacaklardır.

II. Nazilli Kongresi’ne katılan Menteşe livası ilçeler delegeleri şunlardır:

Muğla : Müftüzade Sadettin Bey
Bodrum : Dede Rıfkı oğlu Fuat Bey,
Fethiye : Eski komiser Arif Bey,
Köyceğiz : Necmettin Aydınalay,
Marmaris : Hafız Mehmet Efendi,
Milas : Eski subay Emin Bey.

20-31 Ekim 1919-Sivas İçin Muğla Kongresi: Bu kongrede, Muğla’nın Sivas’a ve Mustafa Kemal’e kesin bağlılık kararı alınır. Kararların bir nüshası Nazilli’deki Heyet-i Merkeziyye’ye, bir nüshası da Alaşehir ve havalisi komutanı Ömer Lütfi Bey’e, Sivas’ta bulunan M. Kemal Paşa’ya da ulaştırılması ricası ile gönderilir. Muğla’nın bu telgrafına M. Kemal Paşa’dan övgü dolu bir cevap gelir. M. Kemal Paşa, Muğla’dan yeni görüş ve öneriler beklediklerini söyler.

Nazilli Heyet-i Merkeziyyesi’nce Muğla’dan Sivas Kongresi delegeliğine seçilen Serficeli Mutasarrıf Hilmi Bey, eski Genç mutasarrıfıdır. M. Kemal Paşa’yı Genç’ten tanımaktadır. İhtimal ki; M. Kemal Paşa, çok yakın arkadaşı olan Serficeli Hilmi Bey’in Sivas Kongresi delegeliğine seçilmesini mutlulukla karşılamış ve Muğla’ya vermiş olduğu övgü dolu cevap telini yazarken bu mutluluğunu da dile getirmek istemiştir.

Kongre delegeleri şunlardır :
Muğla : Hafız Sabri Bey, Zorbazzade Emin Kamil Bey,
Milas : Hafız Emin Bey, Doktor Servet Bey,
Bodrum : Avukat Ahmet Toker, Dede Rıfkı oğlu Fuat Bey,
Fethiye : Karamollazade Ethem Efendi,
Marmaris : Dede Rıfkı Efendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:40

c) Muğla Kurtuluş Savaşı’na Nasıl Yansıdı ?

1- Müzaharet bölükleri kuruldu.

Haziran 1920’de Denizli’den Muğla’ya atanan Mutasarrıf Müştak Bey, jandarmanın başına getirdiği Cavit Aker’e 1500 kişilik müzaharet bölükleri kurdurdu. Kumaş ve postallarını Rodos’dan satın alıp giydirdiği bu askerlerin 100’er kişilik bölükler halinde Batı Cephesi’ne sevk etti.

2-Muğla, Malgaç Baskını’na katıldı.

Yörük Ali Efe’nin Ulusal Mücadele’ye kazandırılması, 1919 yılının Haziran ayında gerçekleşir. Efe, kendi kızanlarının ve çetesinin gücünü bu mücadele için yeterli bulmaz. Bu nedenle Menteşe Kuva-i Milliye Komitesi başkanı Hamza Hayati Bey’i arar, bulur, emrine girer. Onun büyük yardımını görür. İleride Milli Aydın Alayı’na komutanlık yapacak Necmettin Aydınalay, İdris Karazeybek, Bakırköylü Teğmen Kadri Bey gibi önemli kuvvacılarla Hazma Bey vasıtasıyla tanışır. Onlardan mücadelesine büyük destekler alır. Yörük Ali Efe Aydın Sultanhisar-Atça taraflarında gerçekleştirdiği Malgaç Baskını’na Muğla’nın bu kahraman evlatları ile yönelir. Muğla, Ulusal Mücadelenin ilk halk hareketinde bu evlatları ile yerini alır.

3-Muğla, Erbeyli Baskını’nı gerçekleştirdi.

1919 yılının 20 Haziranını 21’ine bağlayan gecenin sabahına doğru, Celal Bayar Erbeyli’dedir. Kalmakta olduğu evde yoğun silah sesleri ile uyanır. Kuva-i Milliyeciler Erbeyli İstasyonundaki Yunan bölüğüne baskın yapmaktadırlar.

Bu baskını yapanlar Menteşe Serdengeçtileri’dir. Özelikle Serdengeçtilerin çekirdeğini oluşturan Altımehmetler Çetesi, Erbeyli’de destan yaratmıştır. 4 Ağustos 1973 günü, İstanbul-Caddebostan’daki evinde kendisini ziyaret eden “Kurtuluş Savaşında Muğla” eserinin sahibi Ünal Türkeş’e, Celal Bayar bu anısını duygulu ifadelerle anlatmıştır. Hülyasının hakikat olduğunu Muğlalı Serdengeçtilerin Erbeyli baskını ile anladığını söylemiştir.

Orman mühendisi Muğlalı Mehmet Cemal Karamuğla’nın başkanlığını, Bakırköylü Teğmen Kadri Bey’in başkan yardımcılığını yaptığı, Mehmet Tevfik Kuran, Mehmet Emin Ulusoy, Kirişçi Yörük Mehmet Mertöz, Aşçı Kara Mehmet ile Telgrafçı Sarı Mehmet’ten oluşan Altımehmetler Çetesi ile Muğla, Kurtuluş Savaşı’nın ilk halk hareketlerinden birini yaratmıştır. Bu baskında Yunan bölüğü 40 kayıp vermiştir. Muğla Serdengeçtilerinin kaybı ise 7’dir.
4-Muğla, Yörük Ali Efe’ye ev sahipliği yapmıştır.

Yunana karşı Menderes cephesinde verilen gerilla savaşlarının komutanı Yörük Ali Efe, 24.04.1920’ye kadar Muğla’da kaldı. Bu tarihe kadar yaptığı Menderes Cephesi Gerilla Savaşlarının at, kısrak, silah, erzak ve para ikmalini Muğla’dan yaptı. Muğla Kuva-i Milliye Komitesi başkanı Hamza Hayati Bey, kendisini evladı gibi sevdi. Efe de Hamza Bey’e büyük saygı duydu. Ona “Ammi” diye hitap etti.

5-Muğla, Sivas’ta temsil edildi.

Menteşe Mutasarrıfı Serficeli Hilmi Bey, Nazilli Heyet-i Merkeziyyesi’nce seçilen üç kişilik Sivas delegasyonu arasında yer aldı. Hilmi Bey M. Kemal Paşa’yı, Genç Mutasarrıfı iken tanımıştı. Ondaki cevheri ve geleceği görmüş, hissetmişti. M. Kemal Paşa, Sivas’a ulaşan Hilmi Bey’i Menteşe’ye geri göndermedi. O’nu, Pozantı ve Adana Valisi yaptı.

6-Milletvekili Rıfat Börekçi ile Fetva-i Şerife’ye karşı geldi.

Padişahın Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yasaklayan ve bu savaşın önderi M.Kemal Paşa ve arkadaşlarını idama mahkum eden 11.04.1920 tarihli fetva-i şerifesine, Ankara karşı fetvayı verdi.

19.04.1920’de yayınlanan Ankara fetvasını Menteşe milletvekili ve Ankara müftüsü Rıfat Börekçi yazdı, yayımladı.

7-Muğla Kuva-i Milliyesi Kayseri’de uç verdi.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer alan Türk Ortodoks Papası I. Eftim Erenerol’un baş yardımcılığını, Bodrumlu hakim İstimat Zihni Özdamar yaptı. Özdamar, Isparta ve Afyon gazetelerine ulusal mücadeleci yazılar yazdı. Kayseri’de çıkardığı Sada-i Hak gazetesinde, ulusal mücadeleyi destekleyen kişilerin ve akımların önünde yer aldı.

8-******’ün etrafında etkin Muğlalılar oluştu.

Kurtuluş Savaşı’nda Muğla, kongre ve gerilla hareketleriyle yerel direnmede yerini başarıyla alırken, aynı yıllarda ******’ün bizzat yanında bulunan ve onunla Cumhuriyeti kuran çok seçkin evlatlar yetiştirdi. Kurtuluş Savaşı’nın 11. Tümen Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı, Gazeteci Yunus Nadi, Ziraat Mühendisi Zihni Derin, Vali Hilmi Uran, Hukukçu Şükrü Kaya, Veteriner Ahmet Şefik Kolaylı, Prof. Dr. Avram Galanti Bodrumlu, Hakim-Gazeteci İstimat Zihni Özdamar, Yarbay Rifat Ayaydın ve Bodrumlu Hakim Şahımoğlu M. Mümtaz Kaynak gibi seçkin Muğlalılar, Kurtuluş Savaşı süresince ve Cumhuriyet döneminde ******’ün bizzat yanında yer aldılar.

9-Muğla, T.B.M.M. Cephesinde konuşlandı.

T.B.M.M. Batı Anadolu’da tek cephe açtı. İtalya işgali altındaki Muğla, bu cephede yerini aldı. Gümülcineli Hoca Esat İleri, (1923-1927 Muğla milletvekili) Ankara’ya kadar giderek durumu bizzat M. Kemal Paşa’ya sormuş; Paşa’dan, “İtalya’ya cephe açılmayacağı” yanıtını almıştır. Muğla, Büyük Ata’sının görüşü ve işareti doğrultusunda Batı cephesinde yerini aldı. Bu cephenin İnönü Zaferleri ile başlayan başarıları, yayılmacı sömürgecileri Anadolu’dan çekilmeye zorlamıştır. Muğla, Kurtuluş Savaşı’nda verdiği 1.444 şehit ile Ege illerinin en çok şehit veren ilidir.

10- Muğla, Kurtuluş Savaşı sona ermeden işgalden kurtuldu.

T.B.M.M. Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk, 1921 yılının Haziran ayında yaptığı Meclis konuşmasında, İtalya’nın pek yakında işgal bölgelerinden çekileceğini söyledi. Prof. Dr. Mahmut Goloğlu, “Cumhuriyete Doğru” kitabında, Sabahattin Selek de “Anadolu İhtilali” kitabında, bu çekilişin 5 Temmuz 1921 günü olduğunu kaydederek Tengirşenk’in istihbaratını doğruladılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:40

4-Cumhuriyet Döneminde Muğla :

Cumhuriyet kurulduğunda Muğla Valisi, Asaf Talat Bey’dir. Belediye Başkanı, 1914 yılından bu yana seçimle gelen ve Kuva-i Milliye’yi Muğla’da kuran Zorbazzade Ragıp Bey’dir.

Cumhuriyetin ilk iki valisi Asaf Talat ve Hüsnü Beyler döneminde, kentin ve ilin ufkunu açacak çalışmalar görülmez.

1928’de Muğla Valisi olan Salih Cemal Bey döneminde, Cumhuriyetin ilk imar faaliyetleri başlar. Vali Konağı, Aydınlı müteahhit Halil Bey’e 52 bin Türk lirasına ihale edilir. Salih Cemal Bey, bugünkü Ziraat Bankası’nın yerindeki Kulüp Binasını, Kurşunlu Camii karşısında yanmış olan Belediye sineması yerindeki Kulüp Sinemasını, ****** İlkokulu’nu ve bugünkü Ticaret Lisesi’nin yerindeki Erkek Sanat Enstitüsü’nü yaptırdı. Muğla-Marmaris yolunu ıslah etti; ilimizdeki Tarım-Kredi Kooperatifleri hareketini başlattı.

Salih Cemal Bey’i izleyen Ömer Cevat (Ökmen) Bey döneminde, Salih Cemal Bey zamanında başlayan ve yarım kalan işler tamamlandı. Ömer Cevat Bey, ****** İlkokulu’nun bahçesine, kentin ilk ****** abidesini açtı. Beş ayak merdivenle çıkılan, zeminden üç metre yükseklikteki abidenin masraflarını Muğlalı Faik Gazezoğlu karşıladı. Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları bu abidenin etrafında yapıldı.

Muğla’ya Tokat Valiliğinden gelen ve 01.04.1936’da göreve başlayan Recai Güreli, ilimizden ayrıldığı ve Balıkesir Valiliğine atandığı tarih olan 25.05.1939 yılına kadar Muğla’da büyük işler yaptı:

Muğla’nın ilk imar planını hazırlattı.

Bu plana göre Muğla Hükümet Konağı inşaatını başlattı. Muğla Halkevi’ni yaptırıp hizmete açtı. Kurşunlu Camii’nden başlayıp, Cumhuriyet Bulvarınca devam eden ve Orhaniye Mahallesi Devlet Hastanesi çevresinde kümelenen eski mezarlıkları, mezbele durumuna gelen hüda-i nabit halde yetişen kürleri ve çalılıkları imha etti. Hamursuz eteğinde yeni bir mezarlık yaptırdı. Şehir içindeki sokak aralarındaki bütün mezarları yeni mezarlığa nakletti.

Cumhuriyet Alanı’nı yaptırarak bu alanı, Marmaris ve Aydın yönlerine uzayan geniş yollara bağladı. Alanın ortasına, 1937 yılının 29 Ekim töreninde açtığı ve mimar Nusret Sunan’a yaptırdığı ****** Anıtını dikti.

Bu anıt, yüzünü, muzaffer ordularına “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” diye hedef gösterdiği Akdeniz’e ve Recai Güreli’nin temelini attığı Hükümet Konağı’na çevirmiştir.

Vali Güreli, Kazancı Şeyh mezarlığını, Kusuoğlu ve İskender bahçelerini kamulaştırarak ve uygun çakıllı toprakla doldurarak bugünkü Şehir Stadı’nı yaptırdı.

Hacıpaşaoğlu Ali Adnan İzmirli’nin işletmeciliğini yaptığı ve 1925 yılında kurulan Muğla Elektrik Fabrikası’nı satın alarak, şehir elektriği şebekesini genişletti.

Açtığı tüm alan, cadde ve bulvarları yaz-kış yeşil dokusunu bozmayan ağaç türleriyle donattı. Şehir koruluğunu kurarak, ailelerin ve gençlerin piknik ihtiyaçlarını giderdi.

İlin bütün köylerine, toplam uzunluğu 1.860 km.’yi bulan ve büyük ölçüde imece yöntemiyle bitirilen köy yolları açtırdı.

60 km.’lik Tavas yolunu, 165 km.’lik Fethiye yolunu, 80 km.’lik Marmaris-Datça yolunu, 15 km.’lik Ula-Çiçekli-Karabörtlen yolunu açtı.

Zamanında Türkiye’nin büyük köprüleri arasında yer alan Namnam ve Dalaman köprülerini yaptırdı.

Datça’nın bugünkü merkezi olan İskele Mahallesi’ni kurdurdu. Buraya turistik otel yaptırdı.

İlin 101 köyüne, köy konağı ve konuk evi yaptırdı.

Kozlukuyu-Akçapınar arasındaki sivrisinek üreme alanı olan bataklığı kuruttu. Bugün, yerli ve yabancı gezginlerin hayranlığını çeken Gökova-Okaliptüslü Yolu hizmete açtı.

İlin belli başlı köylerine örnek genel tuvaletler, çamaşır evleri, sulama yalakları ve köy mezbahaları yaptırdı.

İl merkezinde yaptırdığı büyük Halkevi binasıyla, ilçelerde ve bucaklarda açtırdığı Halkodaları’nda, Muğla gençliğini kültürel ve sosyal alanlarda bilgi ve beceri sahibi yaptı.

Köy gelirlerini arttırmak amacıyla köy zeytinlikleri, elma, erik, kayısı, şeftali bahçeleri kurdurdu.

Hazinenin hammadde kaynaklarında kireç ve kiremit ocakları açtırdı.

İl genelinde kurdurduğu at, boğa, tavuk ve tohum ıslah istasyonlarıyla tüm ilde sağlıklı hayvan ve ürün hamlesini başlattı.

Merkezde, Muğla Belediyesi’nin katkılarını alarak, çöp imha ve temizleme faaliyetlerini yönlendirdi.

İnsan ve çevre sağlığına önem verdi; il merkezine yeni su şebekesi, yollara, alanlara yeni çeşmeler yaptırdı.

Sıtma, frengi, verem aşısı kampanyasını başlattı. Böylece sıtmanın ve veremin önünü ilimizde ilk kesen Vali oldu.

Köy muhtarlıklarına hesap düzeni getirdi. Önemli köy gruplarını belirledi. Bu grupları hesap-kitap bilen köy katipleriyle denetledi.

Jandarma telefon hatlarını Seki Yaylası’nın en uç köyüne kadar, yenileterek götürdü. Köylerin haberleşmeleri bu telefonlarla yapıldı.

Şehir Stadı’nı Muğla gençliğine kazandırdıktan sonra, Beden Terbiyesi Muğla İl Başkanlığı’na öğretmen Esat Caner’i, Futbol Ajanlığı’na öğretmen Osman Kasapoğlu’nu, Su Sporları Ajanlığı’na öğretmen Osman Günsan’ı atayarak, Muğla’da amatör sporun ivme kazanmasını sağladı.

Bisiklet, voleybol, basketbol, binicilik, atletizm ve dağ sporlarını faaliyete geçirdi. İlçeler arasında yarışmalar açtı. Göktepe Kayak Merkezi’ni kurdu.

Muğla Yayla Spor Kulübünü, “Muğla Gençlik Spor” olarak yeniden yapılandırdı. Bu kulübe, Ege Bölgesi’nin ünlü futbolcularını transfer etti. Onların Muğla’da kalmaları için kendilerine iş, evlilik olanakları sağladı.

Muğla Gençlik Spor Kulübü, bu yapılanmadan sonra Türkiye Amatör Küme Şampiyonası’nda başarılı maçlar çıkardı. Afyon’da, Bursa Acar İdmanyurdu ile finali oynayan Muğla Gençlik Spor, Muğla’ya Türkiye ikinciliğini getirdi.

Vali Recai Güreli’nin 1939 yılında Balıkesir Valiliğine atanmasından sonra ülke, başlayan II. Dünya Savaşı’nın buhranına girdi. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde ve ilimizde de tüm yatırımlar durdu. 1939-1949 yılları arasında, Muğla Valiliğini İbrahim Ethem Akıncı yaptı. Akıncı, Kurtuluş Savaşı’nda Demirci Cephesini kurmuş ve bu cephede üstün hizmetleri geçmiş bir Kuva-i Milliyeci idi. Bugünkü Hükümet Konağı, Vali Akıncı’nın zamanında bitirilerek hizmete açıldı.

Ölüm tarihi 1928 yılına kadar 14 yıl Belediye Başkanlığı yapan Ragıp Bey’den sonra, bir başka Kuvvacı olan Dr. Hüseyin Avni Topaloğlu Belediye başkanı oldu. 1931’de Muğla milletvekili seçilmesi ile göreve bir başka kuvvacı, İskender Alper geldi.

İskender Alper, 1950 yılına kadar sürdürdüğü 19 yıllık Belediye Başkanlığı döneminde, kenti çağdaş belediyecilik anlayışı ile yönetti. Ankara’da Ata’nın etrafında kümelenen Muğlalı seçkinlerle ilgisini hiç kesmedi. Özellikle Vali Recai Güreli ile kurmuş olduğu eşgüdüm sonucunda kentin imarı, yeni alanların ve bulvarların açılımı, kentin yeşillendirilmesi ve ağaçlandırılması çalışmalarında başarılı hizmetler gördü.

1950-1955 yılları arasında seçimle gelen Naci Karaosmanoğlu, beş yıl Belediye başkanlığı yaptı. 1955-1960 yılları arasında Muğla Belediye Başkanlığını Vali Esat Kaya Ayman yüklendi. Naci Karaosmanoğlu, İskender Alper’in başlattığı imar faaliyetlerini sürdürdü. Halkın içinden çıkmayarak, halkın istek ve yönelimini Belediyenin meclis ve encümen toplantılarında çok iyi değerlendirdi.

Muğla, Vali Şerif Tüten’in göreve başladığı 1961 yılından itibaren turizm olgusuyla tanışmaya başladı. Şerif Tüten, dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Bade’yi Muğla’ya davet etti. İlimizin arkeolojik ve turistik değerlerini Bade’nin önüne serdi. Ona turizmin master planlarını yaptırdı. Köyceğiz-Dalyan projesinin öne geçmesi Vali Tüten’in zamanına rastlar.

Muğla, hızlı ve planlı turizm hareketlerine Vali Özer Türk (1971-1975) zamanında kavuşur. Vali Özer Türk’ün öncülüğünde kurulan Aktur, Datça’da 2500, Bodrum’da 700 yataklı siteleriyle ülkenin turizm potansiyeline olumlu katkılar sağladı. Bu siteler, dış turizme de açılarak, ilimize önemli döviz girdilerinin gelmesine neden oldu. Her iki sitenin 10 yıldan bu yana Mavi Bayrak ile ödüllendirilmiş olması, Vali Özer Türk’ün altyapıya önem veren planlama anlayışının sonucudur.

Halen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olarak görev yapmakta olan Kemal Nehrozoğlu, 1981-1984 yılları arasında Muğla Valiliğinde bulundu. Nehrozoğlu döneminde Muğla, halk eğitim çalışmalarını ilin en küçük yerleşim birimlerine kadar götürdü. Okuma-yazma ve beceri kazanma kurslarından binlerce kişi yararlandı.

Nehrozoğlu döneminde Özel İdarelerin verimsiz kalmış yatırımları ele alındı. Örneğin, Muğla Kireç Sanayi ile Köyceğiz Köytaş Fabrikaları yeniden yapılandırıldı. Üretime ve kara geçmeleri için büyük gayret gösterildi. İlimizin geleneksel mimari yapısı, bu dönemde esaslı korumaya alındı. Dünyaca ünlü Muğla hemşehrisi Nail Vahdet Çakırhan’ın geleneksel mimari dalındaki çalışmaları teşvik edildi. Bu teşvikler sonucunda meydana getirilen Çakırhan yapıları, 1983 yılında Ağa Han Ödülü’nü aldı.

1970’li ve 2000’li yıllar arasındaki Belediye başkanları Haluk Özsoy, Erman Şahin, Orhan Çakır ve Dr. Osman Gürün, Muğla’yı güzelleştirme çalışmalarında önemli hizmetler gördüler. Özelikle Erman Şahin döneminde başlayan çevreyi geleneksel yapısı ve mimarisi ile koruma çalışmaları, dönemin Belediye İmar Müdürü Oktay Ekinci’nin de katkısıyla, önemli başarıların alınmasına neden oldu. Bu dönemde yurdun çeşitli bölgelerinde toplanan şehircilik toplantılarında Şahin, Çakır ve Gürün’e Muğla’nın yansıttığı bilinç ve bilgi dolu şehircilik nedeniyle ödüller verildi.

Muğla bugün, ülkeye giren 4 milyar dolarlık turizm girdisinin tek başına dörtte birini karşılamaktadır. Her yıl artan modern tesisleri, bu tesislerin rantabilitesine verilen önem, Şerif Tüten ile Özer Türk’ün geniş ve derin ufuklarında açmış olan turizm realitesi, dünyaca bilinmekte ve fark edilmektedir.

Vali Erol Çakır döneminde (1988-1991) köy yollarının ıslahına önem verildi, yeni köy yollarının açılması sağlandı.

Cumhuriyet döneminin ilk kadın Valisi olarak Muğla’da göreve başlayan Dr. Lale Aytaman (1991-1995), ildeki geleneksel el dokumacılığını teşvik etti. Merkeze bağlı Yeşilyurt Beldesi ile Fethiye’ye bağlı Üzümlü Beldesinde kooperatifler kurdurarak ya da kurulu kooperatifleri maddi finansmanla destekleyerek, Muğla el sanatlarının Türkiye pazarlarında rağbet görmesini ve alıcı bulmasını sağladı.

Vali A.Cemil Serhadlı (1996-1999), ilin sağlıksız ve yetersiz içme suyu problemine el attı. Bu sınıftaki köylerin tümünde Köy Hizmetleri’ni seferber etti.

Vali Lütfi Yiğenoğlu (1999-2001), ilin turizm potansiyelini yeniden planlayarak Muğla’yı yeni turizm hamlelerine yöneltti.

İlimizde ikinci çalışma yılını doldurmak üzere olan Vali Hüseyin Aksoy’un, kıyılardan kırlara ve dağlara çevrilen turizm bakışı, ilimize Fethiye Eren Dağı ile Köyceğiz Sandras Dağı değerlerini yeniden kazandırmış bulunmaktadır. Bu iki turizm cazibe merkezine kazandırılacak yeni tesislerin ve bu tesislerin ardı sıra sürecek ilgi ve desteklerin ilimiz ekonomisini, sosyal yapısını ve kültürel birikimini daha üst düzeylere taşıması beklenmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:41

5- ****** ve Muğla :

****** ve Muğla’nın Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana olan beraberliği daha önceki sayfalarda verilmiş bulunmaktadır.

Muğla’nın, Sivas için toplanan Ekim 1919 kongresinden M. Kemal Paşa’ya çektiği bağlılık telgrafı ve bu telgrafa Paşa’nın verdiği övgü dolu yanıt, bu beraberliğin ilk halkalarını oluşturur.

M. Kemal Paşa’nın Diyarbakır’da görevli iken tanıdığı Genç Mutasarrıfı Serficeli Hilmi Bey’in, Menteşe Mutasarrıfı olarak bulunduğu 1919’da Sivas’a Kongre üyesi olarak seçilmiş oluşu, bu beraberliğin bir başka halkasını oluşturur.

******’ün Muğla ile olan bu beraberliğinin Kurtuluş Savaşı süresince, Meclis’te ve cephede bizzat yanında olan Muğla aydınları ve seçkinleriyle takviyesi, zincirin bir başka önemli halkasını oluşturur.

******, yaşamı boyunca Anadolu’da bazı il ve ilçeleri ziyaret etti. ******, karayoluyla ulaşması o yıllarda mümkün olmayan Fethiye’ye 21.02.1935 Perşembe günü, Marmaris’e ise 23.02.1935 Cumartesi günü Marmaris’e uğrayabilir. Her iki beldenin yöneticileriyle, Fırka sorumlularıyla ve halk ile geniş görüşmeler ve konuşmalar yapmıştır. Doğal ve arızi engeller nedeniyle gidemediği iller arasında yer alan Muğla’yı, 1937 yılında ziyaret etmek ister. Muğla Valisi Recai Güreli’nin davetini kabul eden Büyük Önder için Muğla’da, Belediye Başkanı İskender Alper’in başkanlığında, Osman Kasapoğlu, Esat Caner, Osman Günsan, Neşet Dişçigil, Abidin Çakır, Faik Gazezoğlu ve sarraf Fevzi Altınay’dan oluşan bir Hazırlama-Ağırlama Komitesi kurulur. Bu komite, şimdiki Turizm-Otelcilik Lisesi Uygulama Oteli’nin 2. katını, banyolu, kabul salonlu ve yatak odalı halde “Reisicumhur Dairesi” olarak hazırlar.

Ata’nın “gül kurusu” rengini sevdiği bilindiğinden, yatak takımından tüm mefruşata kadar olan döşemeler bu renkten seçilir. Ata için gümüş yemek takımları, kristal mutfak takımları, sürahiler alınır. Evlerinde halı olan Muğla hemşehrisi, Ata’nın geçeceği yerlere serilmek üzere evinde bulunan halıları Belediye’ye ödünç verir. Bütün bu hazırlıkların maddi finansmanını, dönemin Belediye muhasebecisi olan Mehmet Türdü, Belediye bütçesinden yapmış ve ödemiştir

Fakat aynı günlerde Çanakkale Boğazı’nda beklenmedik bir olay olur. Şeker çuvalları altında çok miktarda silah kaçıran bir İtalyan şilebine Ata’nın emri ile el konur. II. Dünya Savaşı’nın çanları çalınmaya başlamıştır. İtalya, bu çanları çalan devletlerin en başındadır.

******, Muğla yolundan geri dönerek Çanakkale’ye intikal eder. Bu gemi daha sonra Türk Donanma Kuvvvetleri’ne teslim edilir. Donanmanın İzmir’i ziyaretinde, o yıllarda İzmir’de olan H. Nuri Öncüer, üç bacalı bu gemiyi “Ata’nın Muğla gezisini engelleyen gemi sen misin?” diyerek, iki defa ziyaret etmiştir. Bu olayın hemen ardından Hatay Olayı baş gösterir. Ata’yı bir yıl sonra ebediyete götürecek olan hastalık da o günlerde kendini iyice göstermeye başlamıştır. Bu önemli siyasal nedenler ve sağlık sorunları sebebiyle, Büyük ******’ün Muğla ziyareti gerçekleşmez.

Muğla Halkevi’nin batı yakası üst katında ****** için hazırlanan dairede, 1949 yılı Ağustos ayında Muğla’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı İsmet İnönü kaldı. İsmet İnönü’nün yatak, yorgan ve çarşafları Sevim-Hasan Özsoy için hazırlanan çeyiz takımından alındı. Bu daire, Halkevinin bu bölümünün Kız Meslek Lisesine verileceği 1955’e kadar bütün mefruşatı ve döşemesiyle eski karakterini korumaktaydı.

Gerçekleşmeyen bu ziyaret nedeniyle alınan meze, içki ve yiyecekler Hazırlama-Ağırlama Komisyonu tarafından satın alındı.

Aziz ******’ü karşılama olanağına kavuşamayan Hazırlama-Ağırlama Komitesi üyelerinden Osman Kasapoğlu, Osman Günsan ve Esat Caner, Ünal Türkeş’e verdikleri mülakat yanıtlarında, “Muğla’nın ******’ü karşılayamaması her ne kadar üzüntü kaynağı olmuşsa da, onun ilkelerini, eserlerini, devrimlerini sonuna kadar yüreğinde hisseden Muğla’nın, bu yüce duygusuyla bu üzüntüsünü aştığını” söylemişlerdir.

10 Kasım 1954’te Etnoğrafya Müzesi’nden Anıtkabir’e götürülen ******’ün mezarına Muğla’dan 1 çuval dolusu Muğla toprağı gönderildi. Bu toprak Ankara’ya Kazım Eren tarafından götürüldü. Kazım Eren, sahip oldukları Doğru Yolda firmasına ait bir otobüse Muğlalıları bindirerek Ankara’ya gitti.

Muğla ili, 36 20 ve 37 31 kuzey enlemleri ile 27 14 ve 29 15 doğu boylamları arasında kalmaktadır. Deniz kıyı uzunluğu kara sınır uzunluğundan fazladır. Muğla’nın yüzölçümü 12.851 km2 ‘dir.

Muğla ili Anadolu’nun güney-batısındadır. Güney-batısı, Fethiye Körfezinden Mandalya Körfezi’ne kadar olan sahilleri kapsar. Muğla ilinin doğusunda Antalya, Burdur ve Denizli illeri, kuzeyinde Aydın ili, batısında Güllük, Gökova ve Datça Körfezleri’nin yer aldığı Ege Denizi (Marmaris-Karaağaç koyuna kadar) ve güneyinde Akdeniz uzanmaktadır. 1.124 km. olan kıyı uzunluğu ile (deniz kıyısı=840 km., adalar çevresi=231,4 km., göl kıyısı=52,6 km.) en uzun sahil şeridine sahip olan ildir.

İl yüzölçümünün yaklaşık % 20’si tarım arazisi olup geri kalan alanlar dağlık ve engebeliktir. Genç oluşumlu kırılma ve çöküntülere bağlı sayısız koylar, bükler ve küçük adalar (toplam ada sayısı 61 ve alanı 40,41 km2) ile yalıyarlar (falez), yarımadalar, kumsallar ve kıyı okları oluşmuştur. Dağlar, ormanlar, süngerciliğe ve balıkçılığa son derece elverişli koylar, turistik potansiyeli yüksek ve görülmeye değer tarihsel eserleri olmasına rağmen, kara ve deniz ulaşımı yetersizliğinden sahil ilçeleri dışında kırsal karakterde bir ilimizdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:41

GENEL JEOLOJİK YAPI :

Bir geçiş alanı özelliği gösteren (Likya napları) Muğla arazisi, eski Saruhan-Menteşe kitlesinin başkalaşmış ve billursal yapıdaki kayaçları ile (gnays, mikaşist, granit….gibi) kıvrımlı tabakalardan oluşan ve yer billurlaşmış kalker (kireçtaşı) ve şistli kayalardan oluşmuştur.

Muğla şehir merkezi ve ova, Karabağlar Yaylası düz ve hafif eğimli alanlarda en üstte 0-70-110 m. kalınlıklara ulaşan silt, kil, çamur, kum ve çakıl litojilerinden oluşan kuvaterner alüvyon birimleri yer alır. Alüvyon birimlerini oluşturan ana materyal genelde çevrede yer alan mevcut kayaçların (kireçtaşı, şist, serpantinit gibi) bunların alterasyon (ayrışma), rüzgar ve akarsu erozyonu (koparılma) sayesinde oluşmuştur.

Muğla ve ovanın tabanında ise, hakim jeolojik oluşumlar çok çatlaklı ve parçalı olan permo-karbonifer yaşında olduğu söylenen kireçtaşları yer almaktadır. Bu çatlaklı kayalara kadar ulaşan suların çatlaklar vasıtasıyla Gökova’da azmaklardan yüzeye debili kaynaklar şeklinde boşaldığı söylenmektedir. Muğla Merkez ve çevresinde düz alanlarda istiflenen çakıl ağırlıklı kumlu seriler genelde sıkı ve çok sıkı zemin grubunda, sarımsı siltli kumlu seriler ise orta sıkı ve sıkı zemin grubunda yer almaktadır. (Yapılan S.P.T. deneylerine göre) Dike yakın yamaç arazilerde ise sıkı çimentolu konglemeratik seviyeler ile çimentolu yamaç molozlu seviyeler yer almaktadır. Bu seviyelere Kızıldağ ve Masa Dağı (Hisar) eteklerine doğru dik eğimli alanlara da rastlanılmaktadır.

Muğla ve yakın çevresinde yüksek eğimli dağlık alanlarda üstte genelde çok çatlaklı ve parçalı vaziyette muhtemelen permo-karbonifer yaşında olduğu belirtilen kireçtaşları yer alır. Kireçtaşları genelde orta sert ve sert yapılı olup tabakalı durumdadır. Bu birimlere kuzeyde Kızıldağ, Masa Dağı; kuzeydoğuda Göktepe yolu ve çevresi ile batı ve güneybatı taraflarda Dirgeme (Akkaya) yolu çevresiyle, Gökova yolu çevresinde rastlanılmaktadır. Kireçtaşları şistler ile son metamorfizmayı beraber geçirdiklerinden metamorfizmanın izlerini taşırlar ve yarı mermer görünümünü kazanmışlardır. Örneğin Kızıldağ ve Masa Dağı çevresinde görülen kireçtaşları daha kırılgan ve yumuşak görünüm arz etmesine rağmen Göktepe, Dirgeme, Gökova yolu üzerinde bulunan kireçtaşları daha sert görünümlü olup serttir

Muğla’nın kuzeydoğu taraflarında, Kötekli köyünün kuzey taraflarında dağlık alanların tabanında örtü kireçtaşlarının altında koyu gri-açık yeşil renklerde tabakalı ve kıvrımlı yapı kazanmış olup muhtemelen mezozoik yaşında olduğu tahmin edilen şistli birimler yer almaktadır. Şistler de kısmen geçirimsiz kayaç grubunda yer almaktadır. Şistler, Menderes kristalan masifi örtü şistleri olarak da bilinmektedir. Konglemeratik seriler ile kaya birimler sıkı ve sert zemin grubunda yer almaktadır.

Muğla Merkez ve yakın çevresinde kararlı debili yeterli kaynaklar bulunmamaktadır. Bunun başlıca nedeni mevcut kayaçlar ile zeminlerin çatlaklı ve geçirgen olmalarıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:41

TEKTONİK YAPI :

Muğla ili 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır. İlimizde iki önemli deprem bölgesi bulunmaktadır. Bunlar, Kerme Körfezi-Köyceğiz bölgesi ile Rodos-Fethiye Körfezi bölgesidir.

Kerme Körfezi-Köyceğiz Bölgesi; bu bölge kuzeyde Bodrum Yarımadası ile Muğla’nın güneyinde yükselen dağlar ve Sandras Dağı, güneyde Reşadiye Yarımadası’ndaki mezozoik formasyonlar tarafından sınırlanmıştır. Çukurluk, batıdan doğuya doğru, Kemre Körfezi (-540 m.), Gökova alçak arazisi ve Köyceğiz havzasından ibarettir. Çukurluğun güney kenarında (Muğla-Marmaris yolunda) mezozoik kalkerlerinin körfeze doğru çok dik eğimli olduğu görülür. Körfezin kuzey kenarı oldukça diktir ve bir kalker duvarına benzer. Burada 750 metreye kadar yükselen kalkerler, Gökova’da 50 m. seviyesindedir. Körfezin derinliği hesaba katılırsa, buradaki dikey atım (rejet) 1.300 m.’dir. Bu fay, bir çok sıcak ve soğuk maden su kaynakları tarafından da işaretlenmiştir. Körfezin ağzında, ancak çok genç bir devirde (kuvaterner) sönmüş olan volkanik Nisiros Adası vardır. Bölgenin en önemli olan üst merkezi, körfez önünde bulunan İstanköy (Kos) Adası’dır.

Reşadiye Yarımadası’ndan doğu-güneydoğu doğrultusundan geçen ve E. CHAPUT tarafından tarif edilen tektonik çukuru da bu bölgeye bağlıyoruz. Marmaris Yarımadası’nın kuzey-güney doğrultulu kıyılarıyla Reşadiye Yarımadası’nın güney kıyısı belki de faylar tarafından oluşturulmuştur; fakat çizgiler hakkında kesin bilgimiz yoktur; kırık varsa bile bunlar sismik bakımdan faal değillerdir.

Tarihsel ve aletsel dönemi içeren deprem katalogları ve bölgenin aktif fay hareketleri incelendiğinde, bölgede sık sık büyük depremler olduğu anlaşılmaktadır. Deprem tehlike derecesi “ikinci derece” olarak tanımlanan bölgenin jeolojik bulguları göz önüne alındığında, bölgedeki küçük depremlerin etkinliğinin izlenmesi ve fayların etkinlik durumunun saptanması gereklidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:41

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ :

DAĞLAR :

Marmaris Karaağaç koyuna kadar doğu-batı uzanışlı Muğla Menteşe yöresi dağları, Ege ve Akdeniz coğrafi bölgelerinin de ayrıldığı doğal sınırlar olan Karaağaç Koyu doğusunda, Batı Toroslar’ın genel çizgilerine uyarak kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanırlar. Kırıklı arazide horst görünümündeki, çok dik yamaçlarla ovalardan ayrılan dağların başlıcaları Akdağ, Göktepe Dağı, Sandras Dağı, Oyuklu Dağ, Kavak Dağı, Beşparmak ve Gökbel Dağları’dır.

Akdağ: Muğla’nın en yüksek dağıdır. En yüksek noktası olan Uyluktepe 3.014 m.’dir. Muğla ve Antalya illerini ayıran doğal bir sınırdır. Yaz mevsimi ile birlikte Fethiye, Kemer, Eşen ve Kalkan kıyısında yaşayan Yörükler, Akdağ’ın eteklerine çıkarlar.

Göktepe Dağı: Fethiye Körfezi’nin kuzeyinde, Burdur sınırında yer alan Göktepe Dağı, ilimizin ikinci yüksek zirvesidir. (2.407 m.)

Sandras Dağı: Köyceğiz’in kuzeyindeki Sandras Dağı (Çiçekbaba Dağı) açık havada Muğla Ovası’ndan görülebilmektedir. Yüksekliği 2.295 m. olan Sandras Dağı etekleri bol yağış alır ve geniş yapraklı ağaçlar yaygındır. Yükseklerde ise iğne yapraklı çam türleri bulunmaktadır. Sandras Dağı yamaçlarında ülkemizin en eski krom madeni yatakları işletilmektedir.

Oyuklu Dağ: Doğu Menteşe Dağları’nın güneyinde yer alan ve Muğla kentinin bol yağış almasına yol açan Oyuklu Dağ (Göktepe Zirvesi 1.892 m.) kuzeybatı ve güneydoğu yönünde uzanır. Yaban geyiklerinin yaşam alanıdır.

Kavak Dağı: Gökova Körfezine paralel olarak Milas-Ören yerleşiminin kuzeyinde, doğu-batı yönünde uzanan Marçal Dağları’nın en yüksek zirvesi olan Kavak Dağı’nda (1.370 m.) düşük kalorili linyit kömürü yatakları bulunmaktadır.

Beşparmak Dağı: Aydın ili sınırında, Bafa Gölü’nün doğusunda uzanan bu dağın en yüksek tepesi Tekerlek Tepe’dir. (1.350 m.) Antik dönemde adı LATMOS olan Beşparmak Dağı eteklerinde Karia kenti Herakleia’nın kalıntıları bulunmaktadır.

Gökbel Dağı: Muğla-Aydın karayolu üzerinde bulunan Gökbel Dağı (1.412 m.), Ürgüp-Göreme yöresindeki peri bacalarına benzeyen, ilginç görünümlü bir araziye sahiptir.

PLATOLAR :

Muğla’da geniş alanlı platolar yoktur. Geçirimli karstik arazi nedeniyle, akarsular tarafından kazınmış az engebeli düzlükler olan plato alanlarını, sadece çöküntü ve polye ovaları kenarlarını dağlardan ayıran yamaçlarda küçük araziler durumunda görmek mümkündür. Batı ve Doğu Menteşe Dağları eteklerinde, Menteşe Platosu ve Beçin (Milas) platosu parçalı bir görünüm taşır.

Eskiden geniş tabanlı bir vadiye sahip olan Kocaçay (Eşen Çayı) vadisinin deniz tarafı çok büyük genç çöküntülere uğradığından akarsu, yatağını yeniden kazmaya başlamış ve “Seki Yaylası” adı verilen akarsu taraçaları oluşmuştur. Eşen Çayı’nın doğusundaki Akdağ yamacında oluşan “Saklıkent Kanyonu”, turizm bakımından ün yapmış bir vadidir.

Muğla İlinde coğrafi anlamdaki plato (yayla) kavramından farklı olarak, halkın yaz ve sonbahar aylarında serinlemek, tarım ve hayvancılık yapmak için geçici olarak yerleştiği alanlar vardır ki; bunlar genellikle karstik polye ovalarındaki kent ve köylerden yüksekliği daha az olan geleneksel yaylalardır. (Yeşilyurt, Yerkesik, Ula, Dirgeme, Kızılağaç yaylaları gibi). Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Karabağlar Yaylası’ndan bahsedilmektedir.

OVALAR-VADİLER:

Muğla’da bulunan başlıca düzlükleri, kıyı çöküntü alanlarına genç alüvyonların dolmasıyla oluşmuş kıyı ovaları, karstik yapıdaki polye ovaları (gölova) ve akarsu vadi tabanları olarak üç gruba ayırmak mümkündür:

Eşen Ovası: Kocaçay ırmağının ağız kesiminde 125 m. yüksekliğinde 8,6 km. genişliğindeki bir deltadır. Geniş kumsallı olağanüstü bir güzelliğe sahiptir.

Seki Ovası (Mendan): İlin en yüksek (750 m.) ovası olan ve bu yüzden “Seki Yaylası” adı verilen geniş bir düzlüktür. (10.1 km.) Tahıl tarımı, meyvecilik (elma) ve anason üretimi yoğundur. Basamaklı bir akarsu taraçası durumundaki ova, Jeomorfolojiye “seki” adının coğrafi bir kavram olarak girmesine neden olmuştur.

Fethiye ve Kargı Ovası: Fethiye Körfezi’nin doğusunda yer alan ve “Patlangıç Ovası” da denilen bu geniş kıyı düzlüğünün alanı 7,1 km2’dir. Turizmin gelişmesi sonucu yapılaşma nedeniyle tarım alanı olma özelliği azalmıştır. İlimizin ve Ülkemizin en yoğun sebze üretim alanları arasındadır.

Kemer Ovası: İlimizin en geniş alanı olan (12 km2) Kemer Ovası, diğer kıyı yakını ovalar gibi önemli bir seracılık, turunçgil, pamuk ve bağcılık alanıdır.

Dalaman Ovası: Dalaman çayının suladığı ova üzerinde Devlet Üretme Çiftliği kuruludur.

Diğer kıyı ovaları : Ortaca ve Dalyan, Köyceğiz-Kargıncık, Gökova, Marmaris-Değirmenyanı, Milas-Ören, Bodrum-Bitez, Bodrum-Akçaalandır.

Milas Ovası: Çöküntüler sonucunda oluşmuş Milas kenti ve çevresindeki ovaların en büyüğü Hamzabey Ovası, Milas Güllük arasında Ekinambarı, Yaşyer, Ağaçlıhöyük ve Gereme Ovası adı ile de anılmaktadır. Milas Ovası ile Selimiye Ovası yoğun zeytin üretim alanlarıdır.

Muğla Ovası (646 m.): Karstik oluşumlu bir çukurluk olan geniş bir polye durumundaki bu ova üzerinde kalker yapıda Hamursuz Tepesi, doğusunda geniş bir düden ağzı bulunmaktadır. Çarpık yapılaşmadan özenle korunmuş olan bu ovada Karabağlar Yaylası önemli bir dinlenme alanıdır. Diğer iç bölge ovaları gibi yoğun olarak tütün ve tahıl yetiştirilir.

Yeşilyurt (Pisi) Ovası: 620 m. yüksekliğindeki ova bol su kaynaklarına sahiptir. Yazları Maşat ve Kuyubaşı çevresindeki yayla evlerinde tütün tarımı ve hayvancılık yapılmaktadır.

Yatağan-Bozüyük ve Turgut Ovası: 420 m. yüksekliğindeki bu geniş düzlüklerde Yatağan Termik Santrali bacaları yükselir. Organize sanayi yöresi olmaya yüz tutan bu ovalık alanda tütün, tahıl ve zeytin tarımı yaygındır.

Muğla ili ovalarında toprak türleri çeşitlidir. Alüvyal ve kolüvyal toprak türleri bol kireç içerir. Yaygın olarak kırmızı Akdeniz toprağı denilen “Terra Rossa”lar ile bol yağışa bağlı olarak yer yer kahverengi orman toprağı görülmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:41

KIYI ÖZELLİKLERİ:

Muğla ili Türkiye’nin en uzun kıyı şeridine sahiptir. Milas-Akbük Koyu’ndan Eşen Çayı ağzındaki Antalya sınırına kadar Ege Denizi ve Akdeniz’in yer aldığı Muğla’nın deniz ve göl kıyılarının uzunluğu, toplam 1.124 km.dir. (Deniz kıyısı: 840 km., göl kıyısı: 52,6 km, adalar kıyısı: 231,4 km.)

Çok genç oluşumlu kıyılarda sayısız girintiler ve çıkıntılar, çok sayıda adalar bulunmaktadır. Dağların kıyı çizgisine dik uzanmasının yanı sıra, deniz tabanında oluşan çöküntüler, kıyıların girintili çıkıntılı olmasına yol açmıştır.

Muğla kıyılarında gel git genliğinin zayıf olması (20-25 cm.) dalgaların aşındırması ve eritmesi sonucunda yalıyarlar, lapyalar sıklıkla görülmektedir. Dalga ve kıyı akıntılarının karalardan gelen alüvyonları koy ve büklerin ağzına biriktirmesiyle oluşan çok sayıda kıyı oku, kumsal ve tombolo (yalancı boğaz) şekilleri görülür. (Marmaris-Yalancı Boğaz ile Kapukargın Yarımadaları buna örnektir.)

Körfez, koy ve bük önlerinde oluşan kumburnu (kıyı oku) şekillerinin en önemlileri Fethiye Ölüdeniz Lagünü ağzında (Deniz kulağı) ve Marmaris Hisarönü Körfezi yakınlarındaki Orhaniye Koyu’nda yer alan “Kız kumu” kıyı oklarıdır.

Dalaman ve Eşen Çayı ağızlarında çöküntü ile deniz altında kalmış eski akarsu vadilerinden dolayı Fethiye Körfezi çevresi “Ria” tipi kıyılar sınıfına girmektedir.

Başlıca çıkıntılar Bodrum Turgutreis (Karatoprak) Yarımadası, Datça (Reşadiye) Yarımadası, Marmaris Bozburun Yarımadası, Marmaris Karadağ Yarımadası, Dalaman Kapukargın Yarımadası, Fethiye Kayaköy Yarımadası’dır.

Başlıca girintiler ise, Güllük Körfezi’nde Akbük, Kazıklı, Kıyıkışlacık, Güllük, Güvercinlik ve Torba Koyları; Gökova Körfezi’nde Gümbet, Bodrum, Akbük, Akyaka, Karacasöğüt ve Okluk Koyları; Datça Körfezi’nde Palamutbükü, Kurucabük, Çubucak, Orhaniye, Bozburun ve Söğüt Koyları; Marmaris Körfezi’nde Marmaris, Turunç, Karaağaç (Aksaz) ve Dalyan (İztuzu) Koyları; Fethiye Körfezi’nde Göcek, İnlice, Kargı, Katrancı, Ölüdeniz (Belceğiz) koylarıdır.

Türkiye turizminde çok önemli yer tutan bu kıyılardan bazıları, günümüzde balık yetiştirme alanları olarak kullanılmaktadır. Bodrum, Datça, Marmaris, Göcek ve Fethiye marinaları çok canlı yat turizmi iskeleleridir.

Muğla ilinde toplam 61 ada olup, bunlardan 13’ü Akdeniz’de 48’i Ege Denizi’ndedir. Bunlardan başlıcaları; Göcek, Domuz Adası, Sedir Adası, Karaada, İkiz Adalar (Kardak) , Kargı, Palamutbükü’dür. Adaların toplam alanı 40,41 km2 dir.

AKARSULAR:

Menteşe yöresinde kalkerli karstik arazi çok geçirimli olduğundan, yüzünden akan akarsu gelişemez. Karamuğla ve Kanderesi gibi sel rejimli derelerin yataklarında ancak kış aylarında su bulunur. Muğla ili akarsuları üç gruba ayrılır:

Bütünüyle İl Sınırı İçerisinde olanlar:

Namnam Çayı: Sandras (Çiçekbaba) Dağı batısından doğar ve 53 km. uzunluğu ile Köyceğiz Gölü’ne dökülür. Kış ve ilkbahar aylarında artan akımı, yaz aylarında kuraklık ve şiddetli buharlaşma ile çok azalmaktadır.

Kargıncık Deresi: Köyceğiz Ağla Köyü kuzeyinde Sandras Dağı eteklerinden doğar, 17 km.’lik kısa boyuna rağmen kış yağışları ve ilkbaharda kar erimeleri ile beslenerek Köyceğiz Gölü’ne dökülür. Yazları tamamen kurumaktadır.

Kargı Çayı: Fethiye Yanıklar Köyü kuzeyindeki Çal Dağı’ndan doğarak Fethiye Körfezi’nden Akdeniz’e dökülür.

Karaçulha Deresi: Fethiye Ovası köylerinin can damarı olan bu dere, Fethiye kenti içinden Körfeze ulaşır.

Kocadere: Bodrum Mumcular çevresindeki Yaran Dağları’nın sularını Karaova üzerinden Güllük Körfezi’ne boşaltır. Üzerinde Mumcular Sulama Barajı bulunmaktadır.

Sarıçay: Milas’ın kuzeydoğusundaki Turgut ve Kurukümes Dağları’ndaki Labranda suyu ile ünlü kaynaklardan beslenen bu dere üzerinde Geyik ve Akgedik Barajları bulunmaktadır.

Büyük Menderese Dökülen Akarsular:

Çine Çayı: Karagedik Dağları’ndan beslenen 359 km. uzunluğundaki bu çayın yukarı kesimleri Muğla ilinde yer alır. Çine Çayı vadisi turistlerin çok ilgisini çekmektedir.

Akçay: Köyceğiz’in kuzeyinde Göleli Dağ’dan doğarak Muğla-Denizli il sınırını çizer ve Avcılar Deresi ile birleşerek Kemer Barajı’na ulaşır; Karıncalı Dağları’nı geçerek Sultanhisar güneyinde Büyük Menderes ırmağı ile birleşir.

Muğla İli Dışından Beslenenler:

Eşençayı (Kocaçay): Antalya sınırlarındaki Akdağlar’ın kuzeyinde Kızılcadağ’dan doğan Eşen Çayı vadisinde genç akarsu taraçaları görülür. Yağışlara bağlı olarak kış aylarında ve özellikle kar erimelerinden dolayı ilkbaharda akımı artar. Yaz kuraklığına rağmen gür karstik kaynaklarla beslenen kolları (Saklıkent Kanyonu) ile Eşen delta ovasını oluşturarak Akdenize ulaşır. 128 km. boyundaki çayın 80 km.’si Muğla ili sınırları içinde kalmaktadır.

Dalaman Çayı: Fethiye’nin kuzeyindeki Göktepe Dağı’ndan doğarak Acıpayam ve Gölhisar polye ovalarını sulayan çayın boyu 190 km. dir. 65 km.’lik kısmı Muğla ili sınırlarında kalır. Çeşitli dere ve çaylarla birleşerek Akdeniz’e dökülür. İlimizin en fazla akımı olan ırmağıdır. Dalaman Çayı üzerinde “rafting” adı verilen su sporu yapılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:42

GÖLLER VE BARAJLAR:

Muğla ili sınırları içerisinde Köyceğiz Gölü, Bafa (Çamiçi) Gölü, Hacat (Tuzla) Gölü, Denizcik, Sülüngür ve Kocagöl doğal gölleri ile sulama amaçlı Mumcular ve Geyik Barajları, küçük alanlı Ula ve Kazan Göletleri vardır.

Köyceğiz Gölü: Eski bir körfezin akarsu alüvyonları ve kıyı akıntıları ile zamanla dolması sonucunda oluşan bu göl 52 km2 yer kaplar. Denizden 2 m. yüksekte ve çok sığ olduğundan önemli bir balık üretim merkezidir. Gölü Akdeniz’e bağlayan Dalyan Boğazı Kanalları, koruma altına alınmış çok özel bir turizm alanıdır. Göl çevresinde Çavuş Ilıcası, Sultaniye Kaplıcası, Velibey Kaplıcası ve çamur banyosu yapılan sıcak su kaynakları vardır.

Bafa (Çamiçi) Gölü: Milas’ın kuzeyinde, bir bölümü Aydın ili sınırları içerisinde kalan ilimizin en geniş alanlı doğal gölüdür. 60 km2 genişliğindeki gölün denizden yüksekliği 2 m. ve en derin yeri 21 m. dir. Alüvyal sertleşmesi özelliği taşıyan Bafa Gölü, Büyük Menderes Irmağı’nın, eski Latmos Körfezi’nin batısını alüvyonlarla doldurması sonucu oluştuğu için “kıyı set gölü” olarak nitelendirilir.

Son yıllarda sulama amaçlı olarak yapılan küçük alanlı barajlar ve göletler vardır. 1988’de Sarıçay üzerinde yapılan Geyik ve Akgedik barajlarına 1991’de Bodrum Karaova’da yapılan Mumcular Barajı eklenmiştir. Ayrıca Akköprü ve Bayır Barajı inşaatları devam etmektedir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ:

Muğla ilinin iklim ve toprak koşullarına göre şekillenen doğal bitki örtüsü çok çeşitli ve zengin bir flora oluşturur. İlimizin geniş alanlarında Akdeniz iklimi özellikleri egemendir. Kış aylarında aşırı düşük sıcaklık ve kuraklık olmaması bitkilerin gelişimi için elverişlidir. Yaz kuraklığı çok belirgin olduğundan kurakçıl (kserofit) formasyonlar gelişmiştir. Bunlara “maki formasyonu” denir. Yüksek dağlık alanlarda ise iğne yapraklı ormanlar bulunmaktadır.

Muğla ilinde, ekonomik değer taşıyan çam ormanları, kuzu göbeği mantarı, orkide, tavşantopu gibi bitkilerden bilinçsiz bir şekilde yararlanma yoluna gidilmiştir.

İlimizde dağların kuzeye bakan yamaçlarında, Karadeniz’e özgü nemcil (higrofit) ağaç türleri ile kıyı şeridinde nemli tropikal kuşağın bazı türleri görülmektedir.

Ağaç Türleri:

İğne Yapraklılar: Kızılçam, fıstık çamı, karaçam, ardıç çamı ve sedir çamı.

Geniş Yapraklılar: Meşe, palamut meşesi, çınar, kavak, söğüt, karaselvi, kızılağaç, karaağaç, akçakesme, günlük (sığla), dut, kestane, ıhlamur, delicezeytin, gelendost (okaliptüs), keçi boynuzu (harnup).

Çalı türleri: Pırnal meşesi, mersin, defne, zakkum, erguvan, menengiç (çitlembik), sandal, kocayemiş, sumak, karaçalı, hayıt, sakız ağacı.

Otsu Bitkiler: Adaçayı, lavanta çiceği, kekik, süpürge çalısı, kermez meşesi, ladin, biberiye.

Ormanaltı Bitki Türleri ve Diğerleri: Böğürtlen, sarmaşık. kuşburnu, çıntar, kuzu göbeği, dolaman, çamdibi mantarları, devedikeni, ayrık, topalak, sirken, narpız, semizotu, ısırgan, baldıran, labada, devetabanı, gerdeme, kuzukulağı.

Çicekler: Nergis, morca, papatya, lale, mine, gelincik, tavşantopu (doğal orkide), sarıçiçek, menekşe.

HAYVAN TÜRLERİ:

Muğla’da yabanıl hayvan varlığı oldukça çeşitli ve zengindir. Ancak, son yıllarda kontrolsüz ve bilinçsiz avlanma ile tarımda kullanılan ilaçlar hayvanları, özellikle bazı kuş türlerini, olumsuz etkilemiştir.

Marmaris Adaköy’de ala geyik ile Marmaris Karadağ Yarımadası, Yılanlı Çakmak Kocatepe ve Köyceğiz’de yaban keçisi üretme ve koruma sahaları bulunmaktadır. Dünyada az rastlanan “Caretta Caretta” cinsi iri deniz kaplumbağası Dalyan-İztuzu üreme sahası kontrol altındadır.

Kanatlı Hayvanlar: Üveyik, bıldırcın, keklik, karabatak, leylek, balıkçıl, çoban aldatan, kırlangıç, ağaçkakan, sığırcık, karatavuk, kartal, doğan, şahin, serçe, atmaca, baykuş, yaban ördeği, yaban kazı.

Kanatsız Yabanıl Hayvanlar: Yaban keçisi, ala geyik, kurt, çakal, yaban domuzu, tilki, tavşan, sincap, kirpi, deve kuşu.

Balık Çeşitleri: Sazan, aynalı sazan, yayın balığı, kefal, levrek, çipura, alabalık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Muğla Empty
MesajKonu: Geri: Muğla   Muğla Empty6/6/2009, 08:42

İKLİM:

Muğla ili Akdeniz iklimi etkisinde kalmaktadır. İklim üzerinde deniz etkisi ve yükseltinin yanı sıra, yer şekillerinin uzanışı da büyük rol oynar. 800 m. yüksekliğe kadar olan alanlarda “Asıl Akdeniz İklimi” ve daha yüksek alanlarda “Akdeniz Dağ İklimi” hissedilir. Maksimum-minimum sıcaklık değerleri, nemlilik, yağış miktarı ve hakim rüzgar yönleri yerel coğrafi koşullara göre değişmektedir.

Akdeniz iklimi ve enlem etkisine bağlı olarak yazları artan sıcaklık değerleri, kışları deniz etkisine ve yüksekliğe bağlı olarak kıyılarda ılık, dağlık kesimlerde düşüktür.

Muğla, Bodrum, Datça, Fethiye, Köyceğiz, Marmaris, Bozburun, Milas, Güllük ve Yatağan’daki meteoroloji istasyonlarında sıcaklık, yağış ve rüzgar özellikleri gözlenmektedir. Veriler incelendiğinde ilimizdeki gözlem evlerinde en yüksek ortalama sıcaklıkların Temmuz, en düşük ortalama sıcaklıkların Ocak aylarında yaşandığı, sıcaklık farklarının kıyı kentlerinde az, yüksek ve denize uzak kentlerde fazla olduğu görülür. Kaydedilen en yüksek sıcaklık 47 C (Marmaris) ve en düşük sıcaklık -12,6 C’dir. (Muğla)

Muğla ilinde, Kasım-Mart ayları arasında sıcaklık düşmesine bağlı olarak bağıl nem yükselmektedir. Buna karşılık açık ve güneşli yaz aylarında sıcaklık artışına da bağlı olarak bağıl nem oranı düşmektedir.

Akdeniz iklimi yağış rejimi görülen ilde yazlar kurak, kışlar bol yağışlı geçer. Depresyonik (cephesel) yağışlar dışında, ilkbahar başlarında Muğla, Ula, Yatağan, Milas gibi genellikle karstik polye ovaları olan kara içlerindeki kentlerde konvektif (yükselim) yağışlar da gözlenir. Muğla, yıllık toplam ortalama yağış miktarı bakımından ülkemizde dördüncü sıradadır. (1.196 mm)

Muğla ili kıyılarında deniz suyu sıcaklığı, iç ve dış turizm bakımından çok uygundur. Mayıs-Kasım aylarında Bodrum, Marmaris, Fethiye Koyları’nda ortalama deniz suyu sıcaklığı 20 dereceyi geçer.

Yer şekillerinin uzanış durumuna göre Muğla ili kentlerinde kuzey rüzgarları az etkilidir. Daha çok güney, batı ve doğu sektörlü rüzgarların egemen olduğu kentlerde Keşişleme, Kıble ve Lodos yıl boyunca; Poyraz ise kış mevsiminde etkilidir. Kıyı kentlerinde yazları öğleden sonra esen Deniz Meltemi (İmbat) bunaltıcı sıcağı biraz olsun giderir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Muğla
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi :: Türkiyem :: Uyan Türkiyem :: Karış Karış Vatanım-
Buraya geçin: