TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


        TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum SitesiHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz :
Mesaj Sayınız : 16777215

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  OyunOyun  

Design By TürkMania
Powered By phpBB™ 2.0 Copyright © 2008 - 2012
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
TAKIP ET
CANLI DESTEK

HIZLI MENU

TURKMANIA FORUM
ANASAYFA İLETİŞİM Z.DEFTERİ SOHBET ODAM



En son konular
» ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Kayseri Emptytarafından medcezir45 10/12/2014, 20:41

» Norton Antivirus 2012 serial key full serial
Kayseri Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:38

» Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Kayseri Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:19

» AutoCAD/AutoDesk sifreleri
Kayseri Emptytarafından serkan123456789 24/11/2013, 02:13

» Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
Kayseri Emptytarafından suris 29/5/2013, 22:34

» Avast'ın 6 yıllık Lisans Anahtarı
Kayseri Emptytarafından ermangel 5/5/2013, 19:55

» Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Kayseri Emptytarafından mustafaemin1234 30/4/2013, 13:09

» NORTON INTERNET SECURITY 2012 serial number
Kayseri Emptytarafından delke 21/4/2013, 10:32

En bakılan konular
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Binlerce Mükemmel Programlar [Full] 2
+18 Cirilciplak kiz resimleri
Başka forum yazılımlarından SMF'ye nasıl geçilir?
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Dost Site Eklemek
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
En aktif konular
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
bütün üyeler,moderatörler,adminler,kısacası herkes 100den geriye sayalım yoklama başlasın
Osamanlı Minyatürleri
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Burçlar Arası Uyum
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Çorbalar
Tüm diyetler
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi adresi saklayın ve paylaşın
Cudi'de Çatışma! 4 Polis Şehit!
Kayseri Empty21/3/2012, 11:38 tarafından TurkMania
Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada 4 polis şehit oldu.


Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada, 4 polis şehit oldu.

PKK terör örgütü, Şırnak ile Silopi arasında bulunan Cudi Dağı'nda güvenlik güçlerine pusu kurdu. Teröristler, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Güvenlik güçleri, karşılık verdi. Çatışmada 4 polis şehit oldu.

Yaralı polislerin helikopterle Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenildi.

Çatışmanın devam ettiği belirtiliyor.

Yorum: 0
Kimler hatta?
Toplam 195 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 195 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 274 kişi 21/9/2024, 08:48 tarihinde online oldu.
Dost Siteler
Kayseri Star1eg CEMIL BUDAK
Kayseri Star1eg NIKE FORUM
Kayseri Star1eg HABABAM
Kayseri Star1eg WP.PL
Kayseri Star1eg INTERNETHABER
Kayseri Star1eg ONLINE SOCCER
Kayseri Star1eg INTERNET SPOR
Kayseri Star1eg ALLEGRO
Kayseri Star1eg ULTRAPANEL
Kayseri Star1eg POLSKA INFO
Kayseri Star1eg REPOOL MANIFO
Kayseri Star1eg RUTOR
Kayseri Star1eg ODNOKLASSNIKI
REKLAM

Reklam Alanı Aylık 5 TL Reklam Ver
REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

TOPLIST


Webmasterim.Com
Zirve100 Site ekle
Forum Siteleri
traceroute
Anahtar-kelime

 

 Kayseri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:19

KAYSERİ

Genel Bilgiler

YÜZÖLÇÜMÜ: 17,110 km²
NÜFUS: 943.484 (1990)

İL TRAFİK NO: 38

İLÇELER: Kayseri (merkez), Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Anadolu’nun, doğu ve batı(Yunan-Roma) medeniyetleri arasında bir köprü vazifesi görmesi bu bölgede, Anadolu Medeniyetleri denilen muazzam bir medeniyetin doğmasına neden olmuş. Bu nedenle tarih boyunca Kayseri, bu medeniyetlerin bir bölümünün gözüktüğü ve Kızılırmak Havzası ile Tuzgölü arasında kalan Kapadokya’nın, önemli bir yerleşim yeri olma özelliğini korumuş. Bu bölgede bulunan yüzlerce “Höyük” ve “Tümülüs”ler , “Anadolu Medeniyetleri”nin önemli bulgularını, günümüze kadar taşımış.

Hititler’den Osmanlılar’a kadar bu bölgede yerleşen bütün kavimler, kısa bir zaman içerisinde mutlaka bir siyâsi birlik kurmuş ve bir güç olarak, tarih sahnesine çıkmış.

Kayseri çevresinde bilinen en eski yerleşim yeri, bugün ki şehre yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan “Kültepe Höyüğü”dür. Bu höyükte bulunan Kaniş, o günkü Kayseri’nin başşehri olup M.Ö 2800 senesinden Helenistik Devirlere kadar önemini korumuş.

Kaniş’in önemini kaybetmesi üzerine o dönemlerin kutsal dağı olan Argaios’un (Erciyes) kuzey eteğinde bulunan Mazaka’nın ön plana çıktığını ve şehrin merkezi olduğunu görmekteyiz. İsminin nereden geldiği tartışılan ve M.Ö XII-IX. yüzyıllar arasında iskan görmeye başladığı tahmin edilen Mazaka, bir süre sonra Tabal Devleti’nin başşehri olmuş. Bu devletin yıkılması üzerine Frigler’in eline geçmiş ve daha sonra da Kimmerler’in sınırları içerisinde kalmış (M.Ö 676).

Kimmerler, Asur ve Lidyalılar tarafından Anadolu’dan atılınca (M.Ö 650) Mazaka, Asur egemenliğine girmiş ve daha sonra Lidya ve Medler arasında sınır olmuş. Persler’in, Lidayalılar’ı yenmesi üzerine bütün Anadolu gibi Mazaka da bu devletin hakimiyetine girmiş. Pers hakimiyeti ile birlikte İran’dan bu bölgeye çok insan gelmiş, kendi ülkelerine benzettikleri bu bölgelerde, “Ateşgede Kültürü” nü yerleştirmiş. Ve bu “Kültür” yüzyıllarca bu bölgede egemen olmuş. Hatta bağımsız Kabadokya Kralları bile bu “kültün” yani “dini çerçevenin” dışına çıkamamış.

Kabadokya krallarından IV. Ariarathes Eusebias, babası III. Ariarathes tarafından kurulan “Ariarathia” şehrinde bir müddet kalmış ve sonra sarayını Mazaka’ya taşımıştır. Bunun oğlu V. Ariarathes ise babasının adına izafeten şehre, “Eusebia” adını vermiş (M.Ö. 163-130).

Mazaka’nın yanında yeni bir Helen şehri olarak doğan Eusebia, Kabadokya Kralı Archelaos (M.Ö. 36, M.S. 17) zamanında Roma İmparatoru “Caisar Avgustus” adına izafeten “Kaisaria” adı verilmiştir. M.Ö 12-8 tarihlerinde basılan bütün sikkelerde (paralarda) Kaisaria ismine rastlamaktayız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:20

Roma Kolonial Dönemi

Kapadokya’yı, M.S. 17 tarihinden itibaren Roma İmparatorluğu’nun bir şehri olarak tarih sahnesinde görmekteyiz. Kaisaria, “Konion” denilen bir eyalet meclisi ve bir vali tarafından yönetilmekteydi.

İmparator III. Gordianus zamanında şehir surları yaptırılmış (M.S. 238-244), surlara rağmen İmparator Valerian zamanında Kaisaria Pers Kralı “Şapor” tarafından işgal edilmiş. Bu sırada şehrin nüfusunun 400 bin civarında olduğu tarihi kaynaklarca belirtilmekte.

İmparator Julianus Apostota’nın altı yıl sürgün kaldığı Kaisaria, bu dönem “Hristiyanlık Kültü”nün, neşet ettiği önemli bir merkez konumundadır. Nitekim, Büyük Busilius, Aziz Gregorius, Nuziandoslu Gregorius ve Nysalı Gregorius burada yetişen Hıristiyan din büyükleridir.

İlk İslam Akınları

Doğu Roma (Bizans) toprakları içerisinde bulunan Anadolu, daha Hicret’in ilk asırlarından itibaren “İslam Orduları” için câzip bir bölge olmuş. İstanbul’un fethi için yapılan birçok sefer, Orta Anadolu ve özellikle Kayseri üzerinden yapılmıştır. Ve her seferinde de şehir, “İslam Orduları” tarafından işgal ve tahrip edilmiş.

Kayseri, ayrıca İmparator Phokas (M.S. 602-610) zamanında İran Hükümdarı II. Hüsrev tarafından işgal edilmiştir (M.S. 605). Altı sene Pers işgalinde kalan şehir, İmparator Heraklios (M.S. 610-640) tarafından geri alınmış.

Türk Hakimiyetine Girmesi

Doğu tarihçilerine göre ; Orta Anadolu’ya yayılmaya başlayan Türkler Afşin Bey komutasında, 1067 tarihlerinde Kayseri’yi fethettiler. 1071 Malazgirt Savaşı ile bütün gücü kırılan Bizans bu bölgeyi koruyamaz hale geldi ve çekilmeye ve bu çekilmeyi tâkiben de Anadolu’ya büyük bir Türk göçü gelmeye başladı. 1085’lerden itibaren Kayseri tamamen Türk hakimiyetine girdi.

Danişmendliler Dönemi

Alpaslan’ın oğlu Melikşah’ın yeğeni Danişmendli Melik Ahmet (Taylu) Kızılırmak ve Yeşilırmak bölgelerinde “Danişmedli Beyliği”ni kurdu, Süleyman Şaha’a tâbi oldu. Danişmendliler döneminde bu bölgelerin Türkleştirilmesi için çok önemli adımlar atıldı. Anadolu bir Türk Yurdu haline geldi.

Ebul Gazi Hasan Bey’i (Turasan) Orta Anadolu’ya vali tayin eden Danişmendoğlu Sabartia, Kayseri ve Pontus’ta hüküm sürüyordu. Kayseri’nin ilk valisi olan Hasan Bey, vazifeye başladığı 1082 tarihinden itibaren ölünceye kadar valilik yapmış ve bir çok fetihte bulundu.

Danişmend Ahmet Gazi’den sonra Emir Melik Gazi (Pazarören/Pınarbaşı’nda türbesi ve mumyası var) , saltanata geçti. Daha sonra Kayseri’yi bir çok eserle imar eden ve Ulu Cami’yi yaptıran Emir Mehmet ve Zünnun bu bölgeyi idare ettiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:20

Selçuklular Dönemi

1169 yılından itibaren Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan, Kayseri ve civarını zaptederek Selçuklu mülküne kattı. II. Kılıçarslan Anadolu birliğini sağlayınca memleketi oğulları arasında paylaştırdı, Kayseri de Nurettin Şah’ın hissesine düştü. Bundan sonra oğullar arasında büyük mücadeleler başladı. Önce Süleyman Şah ve sonra da I. Gıyaseddin Keyhüsrev Selçuklu tahtına oturdu. Gerek Süleyman Şah ve gerekse I. Gıysaeddin Keyhüsrev zamanında Kayseri’de bazı eserlerin yapıldığını görmekteyiz. Kayseri yakınlarında Kızılırmak üzerinde bulunan “Tekgöz” köprüsü Süleymen Şah tarafından yaptırılmış.

Sırasıyla; I. Gıyasettin Keyhüsrev, “Çetr” giyen I. İzzettin Keykavus ve I Alâeddin Keykubat dönemlerinde Anadolu adeta altın dönemlerini yaşamıştır. Bilahsa I. Alâeddin Keykubat döneminde halk huzur ve refah içerisindeydi. Çok gelişmiş kervansaraylar ağı ile Anadolu, bütün Ortadoğu’nun ticaret merkezi haline getirildi. Bu dönemde Kayseri, Konya’nın yanında ikinci başkent olmuştu. Sultan kışı Alaiye’de (Alanya) yazı ise Kayseri’de (bugün Şeker Fabrikası’nın olduğu yerde bulunan) Keykubadiye Sarayı’nda geçirirdi. Bir sefere hazırlanırken oğlu tarafından Kayseri’de öldürülmüş ve nâşı Konya Kümbethane’ye götürülmüş.

I. Alâeddin Keykubat’tan sonra yerine geçen oğlu II. Gıyasettin keyhüsrev, çok zevk ve sefaya düşkündü. Devlet işleriyle ciddi bir biçimde meşgul olmuyordu. Moğol ordusuna Kösedağ’da yenilince (1243) Anadolu Selçuklu Devleti’nin de kaderi de tersine döndü.

Kayseri’ye hakim olan Moğollar, bir çok şehir gibi Kayseri’yi de iki kez yerle bir ettiler. Halkı öldürdüler, altından kalkılmaz vergiler koydular. Son Selçuklu Sultanı Mesut’un ölümü üzeren Anadolu Selçuklu Devleti parçalandı, yerine Beylikler ortaya çıktı.

Eretna Dönemi

Bu beyliklerden Eretna Devleti’nin (1342-1381) Sivas’tan sonra ikinci merkezi olan Kayseri’de bir çok eseri vardır. Emir Şahap Türbesi, Köşk Medrese, Haydarbey Köşkü, Sırçalı Kümbet, Ali Cafer Kümbet’i, Develi’de Şeyh Ümmi Zaviyesi v.s bunlardan bazılarıdır.

Son Eretna hakimi çocuk Sultan II. Mehmet’in, Kadı Burhaneddin tarafından öldürülmesi üzerine (1381) , bu devlet de sona erdi.

Kadı Burhanettin-Ahmet Devleti

1345’te Kayseri’de doğan babası ve dedesi de Kayseri Kadısı olan Kadı Burhaneddin, naibi olduğu Eretnaoğlu II. Mehmet’i berteraf etmesi üzerine adına sikke “darp edip” , “hutbe okutarak”, sultanlığını ilan etti (H. 783).

Kayseri ve Sivas’ta hüküm süren Kadı Burhameddin zamanında Kayseri, imar edildi. Şeyh Müeyyed Çeşmesi o dönemden kalan en önemli eserdir. Aynı zamanda şair ve âlim olan Kadı Burhaneddin, siyasi nedenlerle kendisine kırgın olan Yölük Osman Bey tarafından öldürülünce, 18 yıl süren saltanatı da sona ermiş oldu.

Kadı Burhaneddin’den sonra zaman zaman Dulkadiroğulları ve Karamanoğulları arasında el değiştiren Kayseri, Karamanoğlu Pir Ahmet tarafından Fatih Sultan Mehmet’e teslim edildi (1464).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:20

Osmanlı Dönemi

Önceleri Osmanlı’nın Karaman Eyaleti’ne bağlı ve en sonunda Ankara Vilayeti’nin bağımsız sancağı (Liva) olan Kayseri, Cumhuriyetle birlikte 1924 Anayasası gereği vilayet oldu.

1649’da Kayseri’yi ziyaret eden Evliya Çelebi ünlü Seyahatnamesi’nde Kayseri’yi mamur bir şehir olarak uzun uzun anlatmaktadır. XIX. Yüzyılda Kayseri’ye gelen Moltke ise Kayseri’yi; “zirvesinde kar eksik olmayan heybetli dağın eteğinde, Anadolu’nun en güzel beldesi” olarak tarif eder. Osmanlı Dönemi’nde yapılan bazı eserler ise şunlar:

Kale içindeki Fatih Cami, Kurşunlu Cami, Vezir hanı, Pamuk Han, Kadı Hamamı, Selahattin Hamamı v.s.

Kayseri, 1839 Tanzimat Fermanı ile başlayan “yenileşme hareketleri”nden geç etkilenmiş, bu etkileşim Cumhuriyetle birlikte daha da hız kazanmış.

Osmalı’nın son zamanlarında Kayseri Sancağı’nda bir adet “idâdî/Kayseri Lisesi” (1893) ve 3 adet “rüştiye/ortaokul” (1903) vardı.

Kayseri’de ilk matbaa İl Özel İdaresi tarafından kuruldu(1910). Ve bu matbaada “Erciyes Gazetesi” isimli ilk gazete basıldı(1910). Buna karşılık Ermeniler de Majak isimli bir gazete çıkarmaya başladılar.

Yine Osmanlı’nın son zamanlarında Kayseri nüfusunun çoğunluğunu Müslüman ahali(Türkler) oluşturuyordu. Gayr-ı müslim ahali ise, Gregoryen Ermeni ve Ortadoks Rumlar’dı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:21

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ

Kayseri ili, Milli Mücadele Dönemi’nde Develi’ye bağlı Taşçı (Bakırdağ) Bucağı dışında işgal görmemiştir. Fransızlar’ın koruması altındaki ayrılıkçı Ermeni’lerce gerçekleştirilen Bakırdağ işgali de bölgeyi etkileme olanağı bulmadan, kısa süre içinde son bulmuştur.

Mütareke’de Durum

Kayseri, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı yenilgisini belgeleyen Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) günlerinde, bağımsız bir sancak olarak yönetiliyordu ve doğrudan İstanbul’a bağlıydı.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde birçok Orta Anadolu kentinden farklı olarak, canlı bir ekonomik yaşamı olan Kayseri, savaş içindeki Ermeni tehciri nedeniyle, bu özelliğini bir ölçüde yitirmişti.Çünkü, kentin ticari yaşamının gelişmesinde ve ileri düzeydeki zanaatçılıkta Ermenilerin büyük payı vardı. Hayvancılığa dayalı besin sanayinin doğması Kayseri’nin pastırmacılık ve sucukçulukta ün kazanması, büyük ölçüde Ermenilerin çabalarıyla olmuştu. Ermeniler ve kimi Rumlar, ayrıca sarraflıkla da uğraşıyorlardı.

Kayseri’de yerel ekonomik yaşamı denetleyen ve 30.000’i aşkın olan bu Ermeni nüfus, 1915’te Suriye’ye tehcir edilmiş, ancak, Mondros Mütarekesi ile kısa süre içinde yeniden Kayseri’ye dönmüştü. Nitekim, Kayseri’nin en büyük kazalarından Develi’nin savaş sonrasındaki nüfusu yarı yarıya Ermenilerden oluşuyordu.

Kayseri ve dolaylarının nüfus yapısını etkileyen bir başka gelişme’de, daha savaş yıllarında başlayan göçlerdi. Rus işgalleri 1915-1916 ‘da Doğu Anadolu içlerine doğru uzandığında işgal altına giren kent ve köylerin halkı yollara dökülmüş ve bunlardan bir bölümü Kayseri’ye gelmişti. Bunu, 1917 Sovyet Devrimi sonrasında, Kafkasya’dan göçen kimi toplulukların, örneğin Çerkez’lerin gelişi izlemişti. Kayseri yöresi, Mondros Mütarekesi sonrasında başlayan Fransız işgalleri döneminde üçüncü bir göçe tanık oldu. 1918 sonrasından başlayarak gelişen Adana ve Maraş işgalleri nedeniyle, yörenin halkı uğradığı baskılara dayanamayarak yollara düşmüş ve göç kervanları Kayseri’ye uzanmıştı.

Eylül 1919’da gelindiğinde Fransızlar, Çukurova’ya yerleşmiş. Urfa, Antep, ve Maraş’a girmiş, Kayseri’nin Develi Kazasının 20 km. yakınlarına dek ilerlemişlerdi. Zamantı suyunu sınır kabul ettiklerini duyuran Fransız işgal yetkilileri, bugün Develi’ye bağlı olan Bakırdağ Nahiyesini de denetimleri altına almışlardı. Adana’yı merkez edinen Fransız işgal komutanlığı, güçlerini fazla dağıtmamak için, direnişle karşılaşmadığı sürece, merkezden uzak bölgelere, asker göndermiyor; denetimi, işgal birlikleri içindeki Ermeni gönüllü taburlarıyla sağlamaya çalışıyordu. İşgal ettiği bu uzak kasabaların yönetimi de yörenin Ermeni ileri gelenlerine veriyordu. Bakırdağ (Rumlu) Nahiyesi’nde de bu tür bir uygulama yapan Fransızlar, Sarkis Efendi atlı bir Ermeniyi nahiye müdürlüğüne getirmişlerdi. Nahiye merkezi Bakırdağ’ın Kiske köyündeydi. Gerek nahiye merkezindeki, gerek çevre köylerdeki güvenliği de Ermeni Jandarmaları sağlıyordu.

İşgal Saldırısına Karşı Örgütlenme

4 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi günlerinde, Kayseri ve çevresindeki yabancı etkinlikleri de yoğunlaşmıştı. Gözlemci adı altında, Fransız kurullarının biri gidiyor biri geliyordu. Bu arada, ayrılıkçı Ermeni örgütlerinin yöneticileri neredeyse açıktan açığa çalışmaya başlamışlardı. Bunlardan biri de Ermeni Papazı Katagikos Efendi’ydi. Katagikos Efendi, Paris Konferansının bir Ermeni devleti kurulması yolunda attığı adımlara uygun olarak Kayseri’ye gelmiş ve burada Ermeni Fedekaran Cemiyetinin bir şubesini açmıştı. Daha sonra Develi’ye geçen Katogikos, buradaki Ermenilere konferanslar veriyor, Ermeni gençlerini örgütlemeye çalışıyordu. Nitekim,bu çalışmalar sonucunda Ermeni Fedekaran Cemiyeti, Develi’de bir kongre toplamış ve kongrede, kurulacak Ermeni devletine katılma kara almıştı.

Bütün bu ayrılıkçı çabalar ve Fransızların Kayseri’yi de işgal altına alma hazırlıkları sonunda Kayseri eşrafını harekete geçirdi : Eylül 1919 sonunda, Sivas Kongresi’nin aldığı karar gereğince, Kayseri ve kazalarında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubeleri kurulmaya başlandı. Bunlardan en önemlisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti idi. Kasabanın tüm yerel yöneticilerinin etkin desteğini kazanan Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesi kısa süre içinde hızla güçlendi. Hacı Zetzade Osman Efendi’nin yönetimindeki örgütün öbür yöneticileri şunlardı.. Belediye Başkanı Kamberli Osman Bey, Ali Efendizade Osman Bey, Mavizade Nazmi Bey, Zileli Hocazade Tevfik Bey, Refi Memuru Vehbi Bey ve Caferzade Abdullah Efendi.

Develi’nin Kuvay-ı Milliye Üssü Olması

Develi’deki Müdafaa-i Hukuk örgütlenmesine, Sivas Heyet-i Temsiliyesi de büyük önem veriyordu. Develi, Fransız işgal bölgesinin sınırında idi. Buradaki örgütlenmenin güçlü bir biçimde ele alınması, hem Fransız’ların yeni bir atılımını önleyebilir, hem de buradan Çukurova’ya Kuvay-ı Milliye eylemleri düzenlenebilirdi.

Bu amaçla çalışmalara başlayan, Mustafa Kemal başkanlığındaki Sivas Heyet-i Temsiliyesi, Kayseri’ye Develi gelenlerinden birkaç kişiyi Sivas’a çağırtarak konuya ilişkin görüşlerini aldı. Kuvay-ı Milliye yöneticilerinden Kılıç Ali Bey, Heyet-i Temsiliye adına Develi’ye gönderildi ve kasaba halkının direniş konusundaki tutumunu ve bölgedeki koşulları incelemekle görevlendirildi.

Ön hazırlıkların Ekim 1919’da tamamlanmasından sonra, Develi Belediye Başkanı Kamberli Osman Bey, Sivas’tan Mustafa Kemal imzalı bir mektup aldı, 2 Aralık 1919 tarihini taşıyan ve “çok gizli” kaydı düşülen mektupta şunlar yazılıydı :

“Everek (Develi) Belediye Başkanlığı’na

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi, Kilikya Kuvay-ı Milliye Komutanlığı’na Binbaşı Kemal Bey’i yardımcılığına da Yüzbaşı Osman Bey’i atamıştır. Ulusal görevleri sırasında Kemal “Kozanoğlu Doğan Bey”, Osman Bey de “Aydınoğlu Tufan Bey” takma adlarını taşıyacaklardır. Kendilerine, görevleriyle ilgili olarak, her türlü yardımı yapmanızı ve dayanışma içinde olmanızı önemle rica ederiz..”

Kayseri dönüşünde, Doğan ve Tufan Beylerin yaptığı ilk iş, Develi’deki yerel Kuvay-ı Milliye yönetimini oluşturmak oldu. Bu yönetici kurulda, kendileri de birer takma ad edinen Belediye Başkanı Osman Bey (Özdemiroğlu Yaşar Bey) Yedek subay Tıraşzade Osman Bey (Coşkun Osman Bey), Yedek subay Veli (Çakıroğlu) Bey (Cian Bey), Yedek subay Hadi Bey (Erdoğan Bey) Yedek subay Niğdeli Enver Bey (Abbas Bey) yer alıyorlardı.

Yapılan işbölümü gereğince, ilk harekete geçen Yüzbaşı Tufan Bey oldu. Ocak 1920’de Develi’den ayrılan tufan Bey, yanındaki beş kişiyle birlikte, gizli örgütlenme çalışması yürüteceği Göksun çevresine gitti.

Bakırdağ’ın Alınması

Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesinin etki çabasıyla, kısa süre içinde Kuvay-ı Milliye’nin hemen tüm gereksinimleri karşılanmıştı. Ancak, Binbaşı Doğan Bey’in buyruğunda tek bir düzenli birlik askeri yoktu. Doğan Bey, hiçbir savaşım deneyi olmayan gönüllülerle bir harekata girişmek istemiyor, Sivas Heyet-i Temsiliyesinin gönderdiği düzenli güçleri bekliyordu. Ayrılıkçı Ermenilerin yoğunlaşan baskıları nedeniyle bulunan Develi Müdafaa-i Hukuk Yönetimi ise, daha fazla beklemekten yana değildi. Bu nedenle Binbaşı Doğan Bey’le yerel yönetimler arasında, yer yer çatışmaya varan anlaşmazlıklar çıkıyordu.

Sonunda, Develi ileri gelenleri, 4 Şubat 1920’de Binbaşı Doğan Bey’e bir haber yollayarak, aralarında bir “Kuvay-ı Milliye Komuta Kurulu” oluşturdukları ve askeri harekatı kendi başlarına gerçekleştireceklerini duyurdular.

Mart 1920 başlarında da, ilk Develi Kuvay-ı Milliye çetesi Belediye Başkanı Kamberli Osman Bey’in yönetiminde, Ayvazhacı köyüne doğru yola çıktı. Doğan Bey, Osman Bey’in hareketine, Develi’deki asıl güçlere dokunmaması ve yalnızca öncülük görevi yapması koşuluyla izin vermişti. Bu nedenle, Kamberli Osman Bey’in yanında yalnızca beş kişi vardı.

Ayvazhacı’ya böylesine küçük bir birlikle giren Osman Bey, köy köy dolaşarak Punku’ya gelinceye dek, 200’ü aşkın gönüllü toplamış, Punku’dan katılanlarla birlikte, bu göç, 250 kişiye ulaşmıştı.. Köylerden katılanların donanımı için gerekli silah ve cephane de Develi’den getirilmişti.

Osman Bey, Punku’dan ayrıdıktan birkaç gün sonra, bir gece yarısı Bakırdağ nahiye örgütünün bulunduğu Kiske Köyü’ne baskın yaptı. Ermeni Nahiye Müdürü Sarkis Efendi ve Jandarmalar böyle bir baskını beklemiyorlardı. Apansız yakalanarak evlerden birine kapatıldılar. Ermenilerin elindeki karakolda da çok sayıda silah ve cephane ele geçirildi.

Kiske Köyünün Kuvay-ı Milliye eline geçtiğini öğrenen çevre köylerdeki çok sayıdaki insan, aynı gün Kiske’ye geldi. Bu durumdan yararlanarak köy meydanında bir tören düzenleyen Osman Bey, toplanan köylülere Kuva-yı Milliye hareketinin amaçlarını anlattı ve Fransızlar’la, ayrılıkçı Ermenilerin elindeki öbür kent ve köylerin de kurtarılacağına ilişkin söz verdi.

Törenden sonra, Osman Bey’in Kuvay-ı Milliyesi yeni katılanlarla birlikte 600 kişiye yükseldi.

Bakırdağ Nahiye Müdürünü Develi>‘ye götürüp teslim eden Osman Bey Kuvay-ı Milliyesi, yeniden işgal bölgesine girdi ve 10 Mart 1920’de, Feke kasabası önüne geldi. Elinin altındaki güçle kasabayı kuşatan Osman Bey, işgalci yöneticilere teslim olmaları için kısa bir süre tanıdı. Kasabanın Ermeni ve Fransız yöneticileri, sürenin bitmesine yakın teslim olmayınca, silahlı adamlarıyla birlikte Feke’ye girdi. Kendilerini savunacak güçten yoksun olan işgalciler, teslim olmak zorunda kaldılar.

Kamberzade Osman Bey Müfreze!sinin eylemleri Feke baskınıyla da durmadı : Bu Kuvay-ı Milliye çetesi, gerek Kozan’ın gerek Haçin’in (Saimbeyli) alınışında önemli bir rol oynadı.

Rumların Tutumu ve Kayseri Kilise Kongresi

Milli Mücadele sürecine bakıldığında, Anadolu’nun öbür bölgelerinde yaşayan Rum azınlıkların, Ege ve kimi Karadeniz kasabalarında yaşayanlardan farklı bir tutum takındıkları görülür. Bu bölgelerde yaşayan Rumlar, bazı ayrılıkçı örgütler bir yana bırakılırsa, Türklere düşmanca davranmamışlardır. Ege ve Karadeniz kasabalarında ise, Rum nüfusun ayrılıkçı eylemlere yer yer kitlesel olarak ta katıldığı görülmüştür.

Kayseri Rumları!nın bu konudaki tutumunun daha belirgin bir örneği ise, Kayseri’de, Zincirdere Manastırında toplanan Anadolu Türk Ortodoksları Kilise Kongresidir. Temmuz 1922’de toplanan ve yalnızca Kayseri’li Rumların değil, Anadolunun hemen hemen her yöresinden Ortodoksların katıldığı bu kongrenin öncülüğünü Kayseri Rum Metropoliti Meletyus Efendi ve daha sonra Eskişehir Milletvekilliğini de yapan İstamat Zihni (Öz-damar) Bey yapıyorlardı.

Büyük Taarruz’un hemen öncesinde toplanan Kayseri Kilise Kongresinin aldığı en önemli karar, Fener Rum Patrikhanesi ile bütün ilişkisini kesmek ve başında Patrik Eftim Efendi’nin bulunduğu bağımsız Türk Ortodoks Kilisesi’ne bağlılığını açıklamak oldu. Kongre kararlarında, Anadolu Ortodokslarının Milli Mücadeleyi bütün gücüyle desteklediği ve Ankara’daki Büyük Milli Meclisinden başka bir siyasal gücü tanımadığı belirtiyor. Kilise Kongresinin bu kararları, o sırada Kayseri’de yayınlanan ve Türk-Rum dostluğunu savunan Anadolu’da Ortodokslu Sadası adlı gazetede de yayınlandı ve büyük etki yarattı. Rum aydınlarınca yayınlanan söz konusu gazetenin sahibi yine İstamat Zihni Bey idi.

Sakarya Savaşı ve Ankara’dan Kayseri’ye Göç

Milli Mücadele yıllarında Kayseri’nin tanık olduğu önemli olaylardan biri de, Yunan ordusunun Haymana’ya dek ilerlemesi üzerine, pek çok resmi dairenin Kayseri’ye taşınmasıdır. Temmuz 1921 sonlarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nce alınan bu karar gereğince, başta Maarif Vekaleti olmak üzere, birçok vekalet Kayseri’ye taşınmış ve orada hazırlanan binalara yerleştirilmişti. Hükümet, yalnızca resmi dairelerin değil, bütün Ankara halkının Kayseri’ye göçmesini kararlaştırdığı için bir kaç gün içinde halk Kırşehir üzerinden Kayseri’ye uzanan yola döküldü.

Pek çok dairenin güvenlik gereği Kayseri’ye taşınmasına karşın, Büyük Millet Meclisi çalışmalarını yine de Ankara’da sürdürüyordu. Sonunda, 24 Temmuz 1921’de meclis kürsüsüne gelen Milli Müdafaa Vekili (Savunma Bakanı) Fevzi (Çakmak) Paşa gizli oturum istedi ve oturumda hükümet merkezinin Kayseri’ye taşınacağını açıkladı.

Bu konuşma mecliste kısa bir kaynaşmaya yol açtıysa da, bir kaç milletvekilinin, özellikle Dersim milletvekili Diyap Ağa’nın Ankara’yı boşaltmamak kararlı tutum takınması üzerine, hükümetin isteğinden daha farklı bir karar alındı. Bu kararda şunlar belirtiliyordu.

-Ankara’nın askeri açıdan önemli noktalarına şimdiden siperler kazılacak ve Ankara, asla savaşmadan teslim edilmeyecektir.

-Hükümet ihtiyatı elden bırakmayacak, evrak ve ağırlığını şimdiden Kayseri’ye taşımakta serbesttir.

Bu karar üzerine her iki hazırlığa başlandı. Hiç bir umut kalmazsa, Büyük Millet Meclisi’ninde Kayseri’ye gitmesi ve Kayseri Lisesi binasına taşınması öngörülmüştü.

Kayseri’deki bu “ikinci başkent” havası, bir aydan fazla sürdü. Buna karşın meclis ve çok sayıda resmi daire Ankara’dan ayrılmadı. Sakarya savaşının Türk güçlerinin yenilgisiyle sonuçlanması üzerine bu girişimden vazgeçildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:21

CUMHURİYET DÖNEMİ

Kayseri, Cumhuriyetle birlikte 1924 Anayasası gereği vilayet oldu.

1924 Anayasası ile il statüsüne kavuşan Kayseri’nin 1928’de Merkez, İncesu, Bünyan, Develi ve Aziziye(Pınarbaşı) olmak üzere, 5 kazası (İlçe), 21 nahiyesi (bucak) ve 314 köyü vardı. Bugün ise Kayseri’nin; 16 ilçesi (Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar), 68 belediyesi ve 406 köyü bulunmaktadır.

1935 nüfus sayımında Ürgüp’ün Kayseri’ye bağlı olduğunu görmekteyiz. Ürgüp daha sonra, il olan Nevşehir’e bağlandı.

Cumhuriyetle birlikte Kayseri de sanayi, ticari, eğitim, kültür v.s konularda önemli gelişmeler olmuş ve bu gelişmeler günümüzde de artarak devam etmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:22

COĞRAFİ YAPI

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Genel Konum

İç Anadolu’nun yukarı Kızılırmak bölgesinde 340 56’ ve 360 59’ doğu boylamlarıyla 370 45’ ve 380 18’ kuzey enlemleri arasında yer alan Kayseri İli 16.917 kilometrekarelik yüzölçümüyle ülke topraklarının %2,2’lik bir bölümünü kaplamaktadır. İl merkezinin denizden yüksekliği 1054 metredir.

İl alanı kuzeybatı ve kuzeyden Yozgat’ın Çayıralan ve Boğazlıyan; kuzey ve kuzeydoğudan Sivas’ın Gemerek, Şarkışla, Kangal ve Gürün; doğudan Kahramanmaraş’ın Afşin ve Göksun; güneyden Adana’nın Tufanbeyli, Saimbeyli Feke ve Karaisalı; güneybatıdan Niğde’nin Merkez ve Çamardı; batıdan ise Nevşehir’in Derinkuyu, Ürgüp ve Avanos ilçeleriyle çevrilidir.

İli, güneyden ve doğudan Orta Toroslar’ın uzantıları; kuzeyden ve batıdan ise geniş bir lav platosu sınırlar. Kayseri il topraklarının yüzde 36,1’i dağlarla, yüzde 14,8’i ovalarla, yüzde 49,1’i gibi büyük bir bölümü ise platolarla kaplıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
efem003
Diamond-Grafiker
Diamond-Grafiker
efem003


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 1718

Cüzdan:
Para Para: 1546
Odun Odun: 3542
ViP ViP: 0

Kayseri Empty
MesajKonu: Geri: Kayseri   Kayseri Empty6/6/2009, 09:22

COĞRAFİ YAPI

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Genel Konum

İç Anadolu’nun yukarı Kızılırmak bölgesinde 340 56’ ve 360 59’ doğu boylamlarıyla 370 45’ ve 380 18’ kuzey enlemleri arasında yer alan Kayseri İli 16.917 kilometrekarelik yüzölçümüyle ülke topraklarının %2,2’lik bir bölümünü kaplamaktadır. İl merkezinin denizden yüksekliği 1054 metredir.

İl alanı kuzeybatı ve kuzeyden Yozgat’ın Çayıralan ve Boğazlıyan; kuzey ve kuzeydoğudan Sivas’ın Gemerek, Şarkışla, Kangal ve Gürün; doğudan Kahramanmaraş’ın Afşin ve Göksun; güneyden Adana’nın Tufanbeyli, Saimbeyli Feke ve Karaisalı; güneybatıdan Niğde’nin Merkez ve Çamardı; batıdan ise Nevşehir’in Derinkuyu, Ürgüp ve Avanos ilçeleriyle çevrilidir.

İli, güneyden ve doğudan Orta Toroslar’ın uzantıları; kuzeyden ve batıdan ise geniş bir lav platosu sınırlar. Kayseri il topraklarının yüzde 36,1’i dağlarla, yüzde 14,8’i ovalarla, yüzde 49,1’i gibi büyük bir bölümü ise platolarla kaplıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kayseri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kayseri Erciyesspor eriyor

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi :: Türkiyem :: Uyan Türkiyem :: Karış Karış Vatanım-
Buraya geçin: