TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Arkadaşlarınızla Sınırsız Paylaşım Ve Eğlence Için Seviyeli Bir Forum Ve Arkadaşlık Portalı TurkMania Sizleri Bekliyor.

Üye Değilseniz Kayıt Ol Linkinden Kayıt Olabilirsiniz.Bu ilk Ziyaretinizse Yardım Linkinden Yararlanabilirsiniz. Tüm Ozelliklerimizden Yararlanmak Için Lütfen Üye Olun....

EN IYI PAYLASIM SITESI

Sessizligin Bozuldugu Yer


FORUMUMUZA KAYIT OLAN 400 CU UYEMIZE V.I.P UYELIK HEDIYE VERIYORUZ !!! Forumumuza 500 cu uye olarak kayit yapan kisiye 2 aylik V.I.P Uyelik Hediye Veriyoruz TürkMania Yönetimi

"TürkMania | PayLa$im Platformu Fan Grubu"
"Türkmania Community @ Twitter"
https://twitter.com/TurkManiaForum

"Türkmania Community @ Facebook"
Türkmania Community
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


        TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum SitesiHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : 1/1/1970
Mesaj Sayınız : 16777215

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  OyunOyun  

Design By TürkMania
Powered By phpBB™ 2.0 Copyright © 2008 - 2012
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
TAKIP ET
CANLI DESTEK

HIZLI MENU

TURKMANIA FORUM
ANASAYFA İLETİŞİM Z.DEFTERİ SOHBET ODAM



En son konular
» ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Sinema Tarihi Emptytarafından medcezir45 10/12/2014, 20:41

» Norton Antivirus 2012 serial key full serial
Sinema Tarihi Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:38

» Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Sinema Tarihi Emptytarafından ahmetxx 6/7/2014, 05:19

» AutoCAD/AutoDesk sifreleri
Sinema Tarihi Emptytarafından serkan123456789 24/11/2013, 02:13

» Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
Sinema Tarihi Emptytarafından suris 29/5/2013, 22:34

» Avast'ın 6 yıllık Lisans Anahtarı
Sinema Tarihi Emptytarafından ermangel 5/5/2013, 19:55

» Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Sinema Tarihi Emptytarafından mustafaemin1234 30/4/2013, 13:09

» NORTON INTERNET SECURITY 2012 serial number
Sinema Tarihi Emptytarafından delke 21/4/2013, 10:32

En bakılan konular
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Binlerce Mükemmel Programlar [Full] 2
+18 Cirilciplak kiz resimleri
Başka forum yazılımlarından SMF'ye nasıl geçilir?
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Dost Site Eklemek
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Autocad 2012 x64 (64bit) + (Product key and Xforce keygen)
En aktif konular
Osmanlı Devleti hakkında herşey
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
ESET Smart Security 5.0.95.0 SERIAL
bütün üyeler,moderatörler,adminler,kısacası herkes 100den geriye sayalım yoklama başlasın
Osamanlı Minyatürleri
Uniblue Registry Booster 2012 serial number
Burçlar Arası Uyum
Norton Internet Security 2012+Keygen+Serial
Çorbalar
Tüm diyetler
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi adresi saklayın ve paylaşın
Cudi'de Çatışma! 4 Polis Şehit!
Sinema Tarihi Empty21/3/2012, 11:38 tarafından TurkMania
Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada 4 polis şehit oldu.


Şırnak'ın Cudi Dağı'nda güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada, 4 polis şehit oldu.

PKK terör örgütü, Şırnak ile Silopi arasında bulunan Cudi Dağı'nda güvenlik güçlerine pusu kurdu. Teröristler, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Güvenlik güçleri, karşılık verdi. Çatışmada 4 polis şehit oldu.

Yaralı polislerin helikopterle Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenildi.

Çatışmanın devam ettiği belirtiliyor.

Yorum: 0
Kimler hatta?
Toplam 39 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 39 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 425 kişi 27/10/2024, 23:06 tarihinde online oldu.
Dost Siteler
Sinema Tarihi Star1eg CEMIL BUDAK
Sinema Tarihi Star1eg NIKE FORUM
Sinema Tarihi Star1eg HABABAM
Sinema Tarihi Star1eg WP.PL
Sinema Tarihi Star1eg INTERNETHABER
Sinema Tarihi Star1eg ONLINE SOCCER
Sinema Tarihi Star1eg INTERNET SPOR
Sinema Tarihi Star1eg ALLEGRO
Sinema Tarihi Star1eg ULTRAPANEL
Sinema Tarihi Star1eg POLSKA INFO
Sinema Tarihi Star1eg REPOOL MANIFO
Sinema Tarihi Star1eg RUTOR
Sinema Tarihi Star1eg ODNOKLASSNIKI
REKLAM

Reklam Alanı Aylık 5 TL Reklam Ver
REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

REKLAM

TOPLIST


Webmasterim.Com
Zirve100 Site ekle
Forum Siteleri
traceroute
Anahtar-kelime

 

 Sinema Tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
dennis
Aktif-Üye!
Aktif-Üye!
dennis


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 144

Cüzdan:
Para Para: 0
Odun Odun: 0
ViP ViP: 0

Sinema Tarihi Empty
MesajKonu: Sinema Tarihi   Sinema Tarihi Empty18/10/2008, 20:11

Yıl 1895[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 28 Aralık. Yer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Paris Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'nin bodrum katındaki egzotik dekorlu Salon Indiren. Ressam ve fotoğrafçı Antoine Lumiere[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğulları August ve Louis'nin buluşu olan sinematografın ilk gösterisi için bu kahveyi kiralıyor ve ortalığı ayağa kaldırıyor! Zira Grand Cafe'deki koltuklarına rahatça yerleşmiş bu ilk sinema meraklıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Bir Trenin La Ciocat Garı'na Girişi" isimli film başlar başlamaz korkudan kaçışmaya başlıyor! Tren üstlerine doğru gelmekte ve kaçacak yer yok!

Ercüment Ekrem Talu (1896-1897 sıralarında)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İstanbul Galatasaray'daki Sponeck Birahanesi'nde yaşadığı benzer bir korkuyu şöyle dile getiriyor: "Avrupa'nın bir yerinde bir istasyon[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bacasından fosur fosur kara dumanlar savrulan bir lokomotif[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] peşinde takılı vagonlar duruyor. Rıhtım üzerine telaşlı insanlar gidip geliyor. Ama ne gidiş-geliş! Hepsini sara nöbetine tutulmuş sanırsınız. Hareketler o kadar hızlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölçüsüz ve acayip ki... Tren kalktı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elbette ki sezsiz sedasız. Aman yarabbi! Üstümüze doğru geliyor! Zindan gibi salonun içinde kımıldamalar oldu. Trenin perdeden fırlayıp seyircilerin çiğnemesinden korkanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ihtiyaten yerlerini terk ettiler. Hani ya ben de korkmadım değil; lakin merak gelip beni iskemleye mıhladı. Bereket versin ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tren çabuk geçti gitti! (Nejat Özon - Türk Sinema Tarihi)

"Korku" sinemasının doğuşu gibi...

İşte böylelikle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her ne kadar bilinçli olmasa da Lumiere kardeşler bir "korku" filmi ile sinemanın doğuşunu dünyaya müjdeliyorlardı. Sinematograf[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birdenbire dünyayı daha küçük bir yer haline dönüştürüp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çeşitli modaların hızla yayılmasını sağlayacaktı. Ancak 1897 Mayıs'ında Bazaar de la Charite'de eter lambasının yanması ile çıkan bir sinema yangını 100'ün üzerinde insanın ölümüyle sonuçlanınca aristokratlar ve orta sınıf sinemaya sırt çevirdi. Bu nedenle sonraki yaklaşık 20 yıl boyunca sinema[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işçi sınıfı eğlencesi olarak bilindi.

Bu yıllarda sinema[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okuma yazması olmayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göç ettikleri ülkelerin dilini konuşamayan göçmen toplulukları için bir iletişim vasıtasına dönüşür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mesafe ve zaman kavramlarını altüst eder. Sinema adeta ölüme ve zamanın geçiciliğine meydan okur.

Oyunculuğun meslek oluşu...

Yıl 1900... Bir yüzyıl daha geride kalıyor ve yığınla bilinmezliği yanında taşıyan 20. yüzyıl geliyor. Sinema salonları çoğalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filmler gelişmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] etkileri de artmıştır. Sinemanın ilk yıllarındaki gibi oyuncular anonim olmaktan çıkmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] isimleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tipleri olan insanlar haline gelmişlerdir. O zamanın küçük sinema salonları olan Nickelodeon'ların beyazperdelerinde piyano eşliğinde gezinen oyuncular seyircilerin yaşamına girmekte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giysileri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] makyajları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] davranış biçimleriyle seyircileri derinden etkilemektedir. Yüzyıl başında başlayan sessiz sinema döneminin yalnızca görüntüye dayanan özelliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1920'li yılların sonunda sesli filmin ortaya çıkışına kadar devam eder. Bu dönem sinemasında abartılı giysi ve makyajlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mekanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tuhaf el[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kol ve yüz hareketleri anlatım biçimi olarak olağanüstü önem taşır. Nasıl olmasın ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sesin yardımı olmadan bir nevi pandomim ve akrobasiye dayanmak zorunda olan bu sinema türü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] varlığını ancak bu sinema araçlarıyla ortaya koymak ve anlamlı kılmak zorundadır. Belki de bu nedenden sessiz sinema dönemi birçok yönüyle biraz abartılı da olsa gerçek oyunculuğun temelini oluşturur. Oyuncular duygularını sessiz anlatmak durumundadırlar. Mimikler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan gövdesi iletmek istenileni en iyi biçimde ortaya koymanın yegane vasıtası olmaya başlar.

Mary PickfordBu devrin kadın ve erkek tiplerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modasını etkileyen oyuncular[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biçimleriyle de yaşamın içinde gezinmeye başlarlar. O kadar ki "masumiyet timsali" etrafına tatlılık ve ışık saçan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyilik dolu küçük kadın Mary Pickford[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buklelerini kestiği vakit onu fetiş haline getirmiş seyirci kitlesi uzun zaman devrinin bu olağanüstü oyuncusuna küser. Bu buklelerin gerisinde yatan masumiyet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yetişkin cinsellikten uzaklık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pickford'un uzun yıllar "dünyanın sevgilisi" unvanını korumasını sağlar. Pickford giysileri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geniş kenarlı şapkaları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ince titrek bacakları bir dönem masum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyilik saçan kadın tipine örnek olur. Sonradan Pickford ile evlenen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarihi serüven filmlerinin baş aktörü Douglas Fairbanks ise bu tipin erkek karşılığıdır. Sıkıcı derecede iyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neşeli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıhhatli Fairbanks[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir noktadan sonra bu sıkıcılıktan biraz olsun uzaklaşabilmek için bazı filmlerinde zorla kötülük yapmak gereğini duyar.

Douglas FairbanksSessiz film dönemi aktör ve aktristleri saymakla bitecek gibi değil. Bu nedenle yalnızca o devrin "flaş" simlerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "mit"lerine kısaca değinmekle yetinelim. Ne var ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu isimlerin dışındaki oyuncular da kendi sınırları içinde devirlerini sarsmış etkilemiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 20.yüzyılın kendine özgü çizgilerini yaratmışlardır. Çoğu şu anda yalnızca film şeritlerinde ve belleklerimizde yaşıyor. Ne güzel ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinema denilen bu icat bize onları hiç unutturmuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonsuza dek yaşatma olanağı tanıyor.

Masum kadın...

Mary Pickford'un "masum kadına" ilk tepki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Fox'un yarattığı Theda Bara'dır. Pickford'un sarışın buklelerinin tam zıddı olan siyah saçlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] delici bakışlı Bara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vampirimsi hareketleriyle sinemanın ilk "vamp" kadınını simgeler ve böylelikle Pickford tipine tepki gösteren daha az "iyi" kadınlarla özdeşleşir ve tabii erkek seyircilerin de büyük ölçüde ilgisini çeker. Her ne kadar bu "vamp kadın" tipi biraz fazla "kötü" sayılabilse de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içbayıltıcı "cici" tiplere bir denge unsuru olur.
Gloria Swanson
Bu yılların bir diğer etkileyici kadını da "Kadın ve Erkek" filmdeki meşhur banyo sahneleriyle ortalığı kasıp kavurmuş olan aşk öykülerinin Gloria Swanson'udur. Sabun dolu büyük cam şişeler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kocaman pudralar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görkemli bir banyo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hizmetçiler ve yatağından salınarak kalkan ve banyosuna hazırlanan büyüleyici beyazlıkta bir kadın...

Garbo efsanesi...

Swanson ve diğer bir yığın güzel genç kız sinemaya Mark Sennet'in "Mayolu Güzeller"i ile başlarlar. Bu dönemin güzellik anlayışına uygun bu genç kızlar nedense hiç de denize girecek gibi durmazlar. Mayolar elbiseler gibidir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üstelik ayaklarına bacaklarının yarısına kadar gelen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iple bağlanan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir tür çizme giyerler. Neyse ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1. Dünya Savaşı'ndaki genç askerlerin kışlalarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cüzdanlarını süsleyen bu ilk "poster kızları"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç de sıcaktan bunalmış gibi durmazlar.

20'li yılların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başarısını "sessizliğe" borçlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Swanson'un en büyük rakibi Pola Negri ise benzer biçimlerde halkı etkiler. Ne yazık ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sesli sinemanın başlaması bu Polonya asıllı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tuhaf aksanlı oyuncunun sonu olur.
Greta Garbo
1923'te İsveçli Greta Garbo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o yılların en büyük mitosunu yaratarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o devre göre benzersiz güzelliği ve oyun gücüyle ekrana girer. Sanatının doruğundayken sinemadan ayrılan ve kara gözlüklerinin arkasına saklanan Garbo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saçları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] duruşu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bakışıyla o devrin kadınlarına yansır. Ancak Garbo'da içerik hep biçimi aşmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] esas öykünülen yarattığı rollerin dışında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi kişiliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zamanı için olağanüstü modern olan dünyayı algılama ve davranma şekli olmuştur.

Komedinin altın çağı...

Sessiz sinema dönemi seyircilere güldürünün altın çağını yaşatır. Bu devir güldürülerinde sıkça rastlanan sadizm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] surata atılan pastalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] patlamalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tekmeler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fakirliğin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kabalığın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güç yaşam koşullarının sevimsiz yüzüyle alay ederek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sokaktaki insana birazcık olsun rahatlama getirir. aaastone komedilerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Chaplin filmlerindeki dekorlara bakıldığında bunların genellikle yoksul mahalleler olduğunu görürüz. Chaplin'in bu kadar geniş bir seyirci kitlesiyle özdeşleşebilmesinin gerisinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çizdiği basit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçük insan tipi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güçlünün zayıfı ezmemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşılaşılan haksızlıklar ve burjuvazinin zaman zaman içine düştüğü gülünçlükler yatar.

Buster KeatonKomedi dünyasının bir diğer dahisi Buster Keaton'un komedi anlayışı ise biraz "Alis Harikalar Diyarında" mantığını taşır. Çılgınlıklar çılgın çözümler gerektirir. Keaton[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern hayatın canavarları makinelerle savaşırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hep eskiye olan özlem hissedilir.

Güldürü anlayışı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mekanize bir topluma dair endişelerden kaynaklanan dar giysili[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hasır şapkalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yuvarlak gözlüklü "dürüst vatandaş" tipi Harold Lloyd ise gökdelenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arabalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] trenlerle tehlikeli serüvenler yaşar ve hep soğukkanlılıkla bu mekanize dünyayı kontrol eder.

Rudolph Valentino20'lerin dünyasındaki bugünkü gezimizi o devrin "tanrı"sını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] erken ölümüyle arkasından yığınla kendisine aşık kadını intihara sürükleyen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] soluk yüzlü baygın bakışlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İtalyan asıllı Rudolph Valentino'yu anarak noktalıyalım. Asır başı kadınlarının ideal aşık tipi olan Valentino'yu bugün eski filmlerinde seyrederken aynı derece beğenebilmek tabii ki olanaksız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne var ki Valentino sinemanın ilk "Latin lover"ı olmakla önemini günümüze kadar taşımaktadır.



En son dennis tarafından 18/10/2008, 20:13 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
dennis
Aktif-Üye!
Aktif-Üye!
dennis


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 144

Cüzdan:
Para Para: 0
Odun Odun: 0
ViP ViP: 0

Sinema Tarihi Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Tarihi   Sinema Tarihi Empty18/10/2008, 20:12

Gangster filmlerinin doğuşu

İşsiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] umutsuz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yarınsız bir adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] köşe başında durur. Sonra ağır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] amaçsız hareketlerle bir sigara çıkarır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dudağının ucuna yerleştirir. Ucuz yağmurluğunun yakasını kaldırır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şapkasını düzeltir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağır ağır yürümeye başlar; köşeyi döner ve bir sinemaya girer. Koltuğuna yaslanır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karanlığın içinde yavaş yavaş gövdesi yok olur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] perdenin içine süzülüp gider. Ekonomik bunalım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] parasızlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] amaçsızlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiçlik şimdi çok uzaklarda kalmıştır. Şık bir kanepeye oturur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyaz ipekler içindeki güzel bir kadının yüzüne doğru eğilir.

30'lu yılların başında dünyayı sarsan ekonomik bunalım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cebi delik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geleceğin olmayan "sokaktaki adamı" en ucuz eğlence biçimi olan sinemaya sürükler. Gündelik kaygılarından[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamın tekdüzeliğinden kaçan yığınla insan karanlık sinema salonlarında kendine sığınak bulur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] perdedeki oyuncularla kendini özleştirir. Woody Alen'in bunalım yıllarını anlattığı "The Purple Rose of Cairo - Kahire'nin Mor Gülü"ndeki katı yaşam koşullarından uzaklaşmaya çalışan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynı filmi tekrar tekrar seyrederek düş alemine dalan Mia Farrow gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi gerçeğinden kaçar.
Humprey Bogart
1930'ların baharında dört milyon olan Amerika'daki işsiz sayısı 1932'nin sonlarında 12 milyona çıkar. Otoriteye olan güven temelinden sarsılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortalığı gangsterler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içki kaçakçıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kanunsuzluk kaplamıştır. Ekonomik bunalımda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gangster tipleri ekranlarda kol gezmeye başlar. Bu filmler ele aldıkları kişilerin kötülüklere nasıl bulaştıklarını göstermekle birlikte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerleşik ahlak kurallarını da pek savunmazlar.

Sevimli gangsterler

James Cagneyİlk gangster filmleri yakın geçmişi anlatır. 20'lerde yapılan yanlışlara pek bir eleştiri getiremez[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta o yıllara ait belirli bir özlemi de yansıtır. Bu gangsterler şık giyimli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyi dans eden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] caz devrinden kalma biçimlerini koruyan tiplerdir. Suçlular sanki seyirciye çekici gösterilirler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aile bağları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocukluk anıları vardır; aslında "iyi" dirler; umutsuzluk ve dış etkenler onları "kötü" yapar. Gangsterlik açık sözlülük ve bağlılık duygularıyla bütünleştiği sürece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüceltilmese bile anlayışla karşılanır. Bu filmlerde bol miktarda içki tüketilmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karanlık karakterlerin kendilerini suç ve aaaae vermeleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşmanların ölümü gibi temalar özellikle yeni yetme gençler üzerinde olumsuz etkilere yol açar. Tekdüze dünyalarından kurtulmaya çalışan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] suçluluk duygularıyla büyümüş gençler bu filmlere rağbet gösterirler. O devirde yapılan araştırmalarda filmleri seyreden çocukların seyrettiklerinin %70'ini uzun bir süre anımsayabilmelerinin ortaya çıkması sinemanın toplum üzerindeki olumsuz etkileri üzerine uzun tartışmalara yol açar.

30'lu yılların gangster tiplerine göz attığımızda ufak tefek yapısı altında sert bir karakter ve büyük bir irade gücü taşıyan ve aslında "iyi" olan "kötü adam" James Cagney ile buldog suratı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] siyah beyaz ayakkabıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şık giysileriyle Edward G. Robinson'la ve pek tabii sinemanın unutulmaz efsanesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sert hatlı yüzü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun yıllar erkek modasını etkileyen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalkık yakalı beyaz pardösüsü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fötr şapkası ile "yalnız adam" Humphrey Bogart'la karşılaşırız.
Jean Harlow
Bu filmlerde gangsterlerin yanında dolaşan beyaz ipek elbileli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sarışın kadınlar eksik olmaz. James Cagney'le "Halk Düşmanı" filminde aşk sahnesini paylaşan Jean Harlow hiç de 20'li yılların düşsel uzaklığını taşımaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok daha kanlı-canlı ve gerçektir.

Savaş ve sinema

1930'ların belki de en önemli "vamp kadını" aaaa simgesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filmlerinin çoğunun senaryosunu kendi yazan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çift anlamlı cinas ve aaaa şakalarıyla Amerikan film sansürünü epeyce uğraştıran Mae West'in önemi ise kendini alaya alabilmesinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yarattığı "vamp" tipinin parodisini yapabilmesinde yatar.
Marlene Dietrich
Harlow[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] West ve bu türün diğer bir efsanesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kısık erkeksi sesli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güzel bacaklı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kolay erişilmez Marlene Dietrich'in tiplemelerinin gerisinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunalım yıllarının iş bulma olanaksızlığından hayat kadını olarak geçimini sağlamaya çalışan ve bu yolla bağımsızlığına kavuşacağını düşünen kadın tarzını gözlemleriz. Bu yıllarda filmlerde ev kadınlarının[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sekreterlerin çaresizlikten kötü yola düşmesi teması sıkça kullanılır.

Disney ve ulusal konulara dönüş...

Shirley TempleBunalım yıllarının umutsuzluğu 30'lar sinemasında bir başka dünyanın fanaaaisinin gelişmesine yol açar. Walt Disney'in çizgi kahramanı Micaaa Mouse kısa zamanda dünyanın her yanına yayılır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oyuncak sanayiine de el atarak milyonlarca eve girer. Komedi dünyasında ise Laurel ve Hardy'nin dışında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mekanize[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] meteryalist bir toplumda olanaksızı olanaklı kılan Marx kardeşler "sözlü anarşi"leriyle yerleşik kuralları sarsarlar. Pahalı bir sinema biçimi olmasına karşın bu yıllarda çok sayıda Fred Astaire-Ginger Rogers[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Judy Garland- Micaaa Rooney ve Shirley Temple'lı müzikallerin yapıldığı görürürüz. İdealize edilmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyükler gibi davranan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuk tiplerinin en iyi örneği olan Temple[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] altı yaşına gelmeden yıldız olur. Devrin annelerinin düşlerindeki "cici[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akıllı kız çocuğu" Temple[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elbiseleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bukleleri ve büyümüş küçülmüş tavırlarıyla nedense herkese pek sevimli görünür.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
dennis
Aktif-Üye!
Aktif-Üye!
dennis


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 144

Cüzdan:
Para Para: 0
Odun Odun: 0
ViP ViP: 0

Sinema Tarihi Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Tarihi   Sinema Tarihi Empty18/10/2008, 20:12

Frank CapraBu yıllarda filmciler bir tür ebeveyn sorumluluğu yüklenerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ekonomik bunalımın iyice zayıflattığı otoriteye olan güveni ve titrek aile bağlarını kuvvetlendirme çabalarına girerler. 1933'te Hoover'in "Yeni Anlaşma"sı (New Deal) ortalığa bir umut ışığı yayar. Bunun sonucunda insanların kendilerine olan güvenleri ve buna paralel olarak ülke ve onun kurumlarına olan inançları da kuvvetlenir. Abartılı bir milliyetçiliğin ve Amerikan tarihine ilginin başlamasıyla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hollywood ulusal konulara döner. Westernlerin ve John Ford'un insancıl dramlarının gerisinde Amerikan tarihi yansır. Artık her şeyin nasıl olmuş olduğuyla değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nasıl olması gerektiğiyle ilgilenilmesiyle başlanmıştır. Frank Capra'nın bozuk düzenle savaşan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] değerleri sağlam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] abartılı kişilikleri Mr. Deed ve Mr. Smith çürümüş toplum değerlerine karşı savaş verirler. Bu karakterler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunalım dünyasının gangster ve serserilerinden çok uzak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saf doğrucu tiplerdir.

Ve "Rüzgar Gibi Geçti"

Gone With The Wind1939 yılında gösterildiği sinema salonları önünde uzun kuyruklara neden olan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 80'li yıllara gelinceye dek bütün zamanların en çok iş yapan filmi ünvanını koruyan Clark Gable[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Leslie Howard ve Vivien Leigh'li "Rüzgar Gibi Geçti"yi anarak 30'lı yılları kapayalım. Suçluluk yüklü fanaaailerle sivil savaşın anlatıldığı bu epik film[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toprağa bağlılık ve öze dönüş temasını işler. Mutluluğu bulamayan Scarlett O'Hara aile toprağına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Tara"ya döner. "Yarın Tara'da başka bir gündür." Umut yok olmamıştır.

Dışarda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşan bir dünya... İçerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] duman dolu bir oda... İzmarit dolu kül tablaları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendine güvenlerini artıran geniş kenarlı şapkalarıyla özgür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kişilikli kadınlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ihtiraslar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kıskançlıklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşklar...

Savaş yılları...

The Great DictatorSavaş yıllarında yaşamın hızı değişir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filmler sanki 30'ların filmlerinin hızlandırılmışı gibidir. Diyaloglar artmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç boşluk bırakılmamışçasına sessizlikler doldurulmuştur. İkinci Dünya Savaşı'yla birlikte Amerika[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisinin dışında oluşan bir büyük olaya film dünyasıyla eğilmekte gecikmez. Capra'nın Wyler ve Huston'un katkısıyla gerçekleştirdiği "Niçin Savaşıyoruz?" (Why We Fight) gibi belgesel propaganda filmlerinin yanı sıra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hitchcock[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Foreign Correspondent - Yabancı Muhabir" [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mayo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "4 Sons - Evladım"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Leroy[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Escape - Kaçış" gibi filmlerle savaş olgusunu incelerler. Chaplin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "The Great Dictator - Büyük Diktatör" ile Hitler'i alaya alırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Leroy[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Waterloo Bridge - Waterloo Köprüsü"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] King[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Londra'da Bir Amerikalı" ile romantik yanların ağır bastığı filmler çekerler.

Seyirci kitlesinin savaş ve direniş filmlerinden çok; zeki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kişilikli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kanlı-canlı Bette Davis'li ağır dramları yeğlemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hollwood'un savaş gerçeğine romantik öğeleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bolca kilişelerin kullanıldığı filmlerle yaklaşmasını sürdürmesine yol açar. Filmlerdeki dünya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kadınlar için karanlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnız ve kıskançlıklarla doludur. "Rüzgar Gibi Geçti"nin Scarlet'inin ıstırapları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] seyirciyi rahatlatır. Fantastik aşk öykülerinin yerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dramlar almıştır.

Mrs MiniverWyler'in "Mrs.Miniver - Bayan Miniver"inde anlatılan ailenin gerçekten İngiliz olduğuna ve olayın gerçekten bir İngiliz kasabasında geçtiğine inanmak olanaksız olmakla birlikte Hollywood[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş zamanı psikolojisini iyi saptarayarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşın ortasında 1942'de çevrilmiş bu filmle büyük kitleleri sinema salonlarına çekmeyi başarır. Bu devir fimlerinin çoğunluğu gerçekte romantizm arasında gidip gelirler ve Amerika'nında karıştığı bu cehennemde savaşan insanlara Hollywood aracılığıyla moral verme çabasına girerler. Savaş filmleri geride kalanları rahatlatmak için cepheden yazılmış mektuplar gibidir. Howard Hawks'un 1941 yapımı "Sergeant York - Arslan Yürekli Çavuş"u iç savaş sırasında geçen bir öykü aracılığıyla ulusal duyguları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] özveri gibi kavramları yüceltir.

Savaş ve kötümserlik yılları...

CasablancaBu yıllarda savaşa daha değişik açılardan yaklaşan iki sinema klasiğinden de bahsetmek gerek... Hitler'in olabildiğine özgürce eleştirildiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lubitsch'in ünlü güldürüsü "To Be Or Not To Be - Olmak ve Olmamak" (1942) ve düşsel bir Kazablanka'da savaşın gölgesinde yaşanan romantik aşk öyküsü; Curtiz'in 1942 yapımı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ingrid Bergman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Humphrey Bogart'lı "Casablanca"sı. Bugün gerçek Kasablanka'da bulunan "Bogart Bar"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filmin kahramanına ait "Rick'in Yeri"ne hiç benzememekle birlikte duvarlarındaki fotoğraflarıyla bu ünlü filmin yaşadığını ve artık aramızdan ayrılmış bulunan iki ünlü oyuncusunun belleklerimizden silinmediğini göstermesi açısından ilginçtir.

İkinci Dünya Savaşı'nın yarattığı şiddet özlemi ve kişilik krizleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kişinin kendisiyle olan kaygılarını derinleştirir. Bu endişeleri azaltmaya çalışan Hollywood[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş olgusunun kendisini duyurduğu Curtiz'in "Yankee Doodle Dandy" ve Berkley'in "For Me And My Gal - Herşey İkimiz İçin" gibi bazı müzikal türlerinde bile pek başarıya ulaşamaz. Kötümserlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her yeri kaplamıştır. Savaş artık insanları "siyah" "beyaz"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "iyi"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"kötü" gibi kesin çizgilerle ayırmayı olanaksızlaştırır. Artık "iyi" vatandaşlar savaşın koşullarından ötürü her türlü davranışta bulunurlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşırlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan öldürürler.

Yerleşik değerlerin altüst oluşu ve "kara-film"ler...

The Maltese Falcon30'lu yıllarda hiçbir Hollywood filmi savaşa dayanabilmenin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun çürümüşlüğüne bulaşmaktan geçebileceğini anlatma cesaretini bulamazken 40'larda bu tümüyle değişir. Savaş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerleşik moral değerleri altüst eder. Bunalım yıllarının gangster filmerinde yalnızca yeraltı dünyasında var olan kumar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Casablanca"da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Rick'in Yeri" nde herkes tarafından oynanır. Savaş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamı kumar gibi gösterir. Artık göreceli moral değerlerin etkili olduğu bir dünyada "iyiler"ve "kötüler" ayrımı yok olmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birbirine karışmıştır.

The Best Years Of Our Lives1940-45 döneminde polisiye filmlerden türeyen "kara film"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinemada ilk olarak kendi kaygılarını ve çelişkilerini açığa vuran bir Amerika'nın karamsar yansıması olur. John Huston'un 1941 yapımı "Maltese Falcon - Malta Şahini" de sürekli sigara içerek adeta sigara reklamı yapan Humphrey Bogart[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zor durumlar altında bütünlüğünü koruyan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendinden emin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıkıntılarını belli etmeyen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nevrozun eşiğindeki adam tipiyle özellikle gençleri derinden etkiler. Savaşla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölümle iç içe yaşayan seyirci kitlesi için bu sert yıkılmaz görünen karakterlerin ıstırapları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aaaif verici gerçekdışılıkları ile acımasız dış yaşamdan kaçmayı sağlar.

Bay VerdouxGündelik yaşamla düş dünyası arasındaki ayrım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 30'ların hayalciliğinden çok farklıdır. Artık filmlerde seyderilen egzotik yerler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gençlerin savaşarak öldükleri yerlerdir. Herkes eve dönmek istemektedir. Egzotiklik artık ülke dışında o değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ülke içinde aranmaya başlanır. Savaş sonrası Amerika'sına geldiğimizde ise savaş kahramanlarının sorunlarını ve topluma uyma güçlerinin konu edildiği Wyler'in "The Best Years of Our Lives - Hayatımızın En Güzel Yılları"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] genç kuşaktan Zinnemann'ın "The Search - Arayış" gibi filmleriyle savaşa özeleştiri getirilir. Bu yapımlar arasında belki de savaşı en güzel özetleyen film[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] acımasız eleştirisiyle Chaplin'in "Bay Verdoux"sudur. Chaplin'in Landru'dan izler taşıyan "kadın katili"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bay Verdoux'suna söylettiği şu sözler sinema tarihine kazınır:

"Savaş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çatışmalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm bunlar ticarettir. Bir cinayet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir katil yaratır. Yığınları öldürmek ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kahraman..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
dennis
Aktif-Üye!
Aktif-Üye!
dennis


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 144

Cüzdan:
Para Para: 0
Odun Odun: 0
ViP ViP: 0

Sinema Tarihi Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Tarihi   Sinema Tarihi Empty18/10/2008, 20:12

İlk yıllar (1830-1910)

Sinemanın temelinde yatan yanılsama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beynin gözün ağ tabakası üzerine düşen görüntüyü kaybolmasından sonra da kısa bir süre algılamayı sürdürmesi ve ardışık ağ tabaka görüntülerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hareket eder biçimde algılaması olgularına dayanır. Bu yüzden insan gözü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir perde üzerinde belirli bir hızla (genellikle sessiz sinemada saniyede 16[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sesli sinemada saniyede 24 kare) ard arda yansıtılan film karelerindeki görüntüleri kesintisiz bir hareket içinde görür.


Sinema filmi

Gözün sinemaya temel oluşturan bu özelliği fotoğrafın bulunmasından çok önce biliniyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] örneğin her sayfasına bir resim çizilmiş kitapların hızla çevrilmesiyle hareket izlenimi yaratılabiliyordu. 1832 de yapılan phenakistoscope ve 1834'te gerçekleştirilen zoetrope gibi optik aletlerle aynı temele dayanarak hareketli görüntüler oluşturulmuştu. 1839'da fotoğrafın bulunmasından sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hareketi eşit ve çok kısa aralarla sabit fotoğraflar olarak saptayan yöntemler Edward Muybriagef[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yan yana dizdiği fotoğraf makineleriyle koşan bir atın görüntülerini saptadı ve dönen bir disk içine yerleştirdiği bu fotoğraflarla hareketli bir görüntü yaratmayı başardı (1877). Fransız fizyolog Etienne Jules Marey 1882'de kuşların uçuşunu incelemek amacıyla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saniyede 12 fotoğraf çeken ve kamera takılmış bir makineli tüfeğe benzeyen bir aygıt geliştirdi. 1887'de ABD'li Hannibal Goodwin'in fotoğraf çekiminde selüloit film kullanması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yıl sonra da George Eastman'ın bu uygulamayı geliştirerek makaraya sarılı selüloit film şeridinin seri üretimini başlatması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinema filminin gerçekleştirilmesi için bütün ön koşullan hazırlamış oldu. Thomas Alva Edison ile yardımcısı William Kennedy Laurie Dickson'ın yaptıklan kinetograf[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kameranın ilk biçimi olarak ortaya çıktı. Bu aygıtla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kenarlarına düzenli delikler açılmış 15 m'lik filmler üzerine saniyede 40 görüntü saptanabiliyordu. Edison kinetoskop adım verdiği bir gösterim aygıtı aracılığıyla da bu görüntüleri hareketli bir biçimde yansıtmayı başardı. Ama bu aygıt[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerini iki küçük deliğe dayayan tek bir izleyici tarafından kullanılabiliyordu. Kinetoskopların ticari olarak satışa sunulmasıyla birlikte Edison[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kitlesel film çekimi yapılabilen ve güneşin durumuna göre tekerlekler üzerinde döndürülen ilk film stüdyosu Black Maria'yı inşa etti.

Kinetoskopu Paris'te bir sergide gören Auguste ve Louis Lumiere[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinematografi adı verilen aygıtı geliştirdiler. Elle çalıştırılabilen bu aygıt film çekimi ve gösterimi yapabiliyor ve 10 kg dolayındaki ağırlığı sayesinde de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] istenen yere taşınabiliyordu. Lumiere Kardeşler ilk gösterilerini 28 Aralık 1895'te Paris'te[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'de gerçekleştirdiler ve bu gösteri sinemanın başlangıcı olarak kabul edildi.

Edison'ın filmleri genellikle stüdyoda çekilmiş sirk ve vodvil gösterileriyken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lumiere Kardeşler'in filmleri dünyanın çeşitli yörelerine gönderilmiş kameramanların saptadıkları belgeseller ya da haber filmleriydi. Sinemanın kendine özgü anlatım olanaklarından yararlanma ve sinema aracılığıyla bir öykü anlatma dönemi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] temel olarak Fransız yönetmen Georges Melies'le başladı. Melies[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fantastik sinema ve bilimkurgu sinemasının da öncüsü sayılan filmlerinde sinemanın yanılsama yaratma gücünü zekice kullanarak film "hile"leri uyguladı. Ama Melies'in filmlerinde kamera sabit bir noktada duruyor ve öyküyü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tiyatro sahnesindeymiş gibi görüntülüyordu. Daha sonra sinema dilinin temel öğeleri olacak değişik çekim ölçeklerini ve kamera açılarını kullanan ve bunları öykünün gelişimine göre değişik biçim ve ritimlerde kurgulayan ilk sinemacı ABD'li Edwin S. Porter oldu. Özellikle The Great Train Robbery (1903; Büyük Tren Soygunu) filminde Porter[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hareketli ve gerilimli sahnelerde yakın ve kısa çekimler kullanarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kamerayı hareket ettirerek ve arkadaki bir perdeye yansıtılmış görüntülerle öndeki bir mizansenin birleştirilmesine dayanan arka gösterim tekniğini uygulayarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçekçi sinemanın temellerini attı.

Daha ilk gösterimlerden başlayarak kitlelerin ilgisini çeken ve yaygın bir eğlence aracına dönüşen sinema[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 20. yüzyılın ilk 10 yılında başlı başına bir sanayi ve ticaret dalı haline geldi. Önceleri dünya pazarına Fransız sinemacılar egemendi ve Charles Pathe ilk uluslararası sinema imparatorluğunu kurmuştu. ABD'de ise Nickelodeon adı verilen sinema salonlarının hızla yayılması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başlıca Doğu kentlerinde art arda film yapım şirketlerinin kurulmasına yol açtı. Yapımcı şirketlerin 1908'de kurduktan Motion Picture Patents Company'nin yürüttüğü mücadele karşısında bazı sinemacılar Batı'ya giderek orada etkinlik göstermeye başladılar ve böylece Hollywood'un temellerini attılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
dennis
Aktif-Üye!
Aktif-Üye!
dennis


TürkMANİA | 1327 Gündür Sizlerle...2008 - 2012
Mesaj Sayısı : 144

Cüzdan:
Para Para: 0
Odun Odun: 0
ViP ViP: 0

Sinema Tarihi Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Tarihi   Sinema Tarihi Empty18/10/2008, 20:13

Sessiz Sinema

Sinema alanında başlayan amansız rekabet yapımcıları kitlelerin ilgisini çekecek yeni filmler yapmaya itti. On dakika süren tek makaralık filmlerin yanı sıra birkaç makaralık uzun filmler de yapılmaya başladı. ABD'de orta sınıfa yakın öyküler ve romanlar art arda perdeye aktarıldı ve adları çevresinde efsaneler oluşturulan sinema yıldızlan ortaya çıkmaya başladı.

I. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'da Fransız ve İtalyan sinemaları önde geliyordu. Fransız Ferdinand Zecca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha ABD'de sessiz sinema komedyenlerini derinden etkileyecek komedi türünü (comique) geliştirdi. Louis Feuillader Les vampires (1915; Vampirler) ve Judex'te (1916) hem cinayet korku sinemasını geliştirdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de seri film uygulamasını başlattı. Bir yandan gene Fransa'da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sahne oyunlarının karmasıklı sinema uyarlamaları olan sanat filmi (filmi d'art) uygulamaları görüldü. İtalyan sineması ise 1908 ve 19l3'te iki kez çevrilen Ultimi giorni di Pompei (Pompei'nin Son Günleri)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Quo Vadis? (1912) ve Cabirkl(1914) gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok sayıda figüranın ve dev dekorların kullanıldığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzunluğu 612 makara arasında değişen destan-tarihsel filmlerle dikkati çekti.

Sinemayı ilginç bir eğlence düzeyinden başlı başına bir anlatım aracı konumuna yükselten en önemli sinemacı Griffith oldu. Söze ve yazıya başvurmadan yalnızca sinemanın anlatım olanaklarıyla izleyiciyi etkileyen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] duygu ve düşünceleri en çarpıcı biçimde perdeye yansıtan Griffith[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] günümüzde artık klasikleşmiş olan sinema tekniklerini uyguladığı gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] film yapım sürecinin de temel aşamalarını yerleştirdi ve bütün bu aşamaları uyumlu biçimde yürüten yönetmenin önemini ortaya koydu. I. Dünya Savaşı sonrasının yorgun ve yıkık Avrupa'sında sinema alanındaki en önemli gelişmelerden biri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaştan yenik çıkmış olan Almanya'dan geldi. Savaştan sonra özel denetime verilmiş olan UFA adlı şirket öncülüğünde Alman sineması Weimar Cumhuriyeti döneminde (1919-33) altın çağını yaşadı. UFA'nın ilk yapından Ernst Lubitsch'in Madame Du Barry (1919) ve Anna Boleyn'i (1920) gibi gösterişli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kostümlü tarihsel filmlerdi. Ama Almanya sinema sanatına en büyük katkıyı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Robert Wiene'nin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Das Kabinen des Dr. Caligari (1919; Doktor Caligari'nin Muayenehanesi) filmiyle başlayan dışavurumcu sinemayla yaptı. Bu filmde mizansenler kahramanlann iç dünyalarını yansıtacak gibi düzenlenmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mimari[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dekor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ışık vb öğeler filmin temalarını ve duygu tonlarını yansıtacak biçimde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adeta plastik bir malzeme gibi yoğurulmuştu. 1920'lerde gelişiminin doruğuna varan Alman dışavurumculuğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünya sinema sahnesine Fritz Lang ve F.W. Murnau gibi iki usta çıkardı. 1925'te iflasın eşiğine gelen UFA[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük Amerikan film şirketlerinin yardımıyla kurtarıldı ve bu yardım karşılığında Alman yönetmenler ve teknik elemanlar ABD'ye giderek orada çalıştı. Daha sonra Hitler'in iktidara gelmesiyle de çok sayıda Alman sinemacı ABD'ye yerleşerek Hollywood sinemasının estetik temellerini atacaktı.

1920'lerin ikinci yarısında Alman sineması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşın yarattığı toplumsal çöküntününde etkisiyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dışavurumcu psikolojik temalardan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamı olduğu gibi aktaran gerçekçi filmlere yöneldi. Yeni nesnelcilik (neue Sachlichkeit) adı verilen bu yönelimin en önemli temsilcisi G.W. Pabst oldu.

Savaş sonrasında sinema alanındaki en önemli gelişmelerden biri de SSCB'de ortaya çıktı. Ajitasyon ve propaganda için sinemaya özel bir önem veren Sovyet hükümeti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyanın ilk sinema okulu olan Devlet Sinema Enstitüsü'nü (VGİK) kurdu ve ajitasyon ve sinema sözcüklerinden oluşturulan agitki sözcüğüyle tanımlanan filmlerin yapımına hız verdi. Olanaklar son derece kıt olduğundan agitkiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çarlık döneminde çekilmiş eski filmlerin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeni yönetimin propagandasını yapacak biçimde yeniden kurgulanmasıyla hazırlanıyordu. Bu zorunluluk SSCB'de kurgu üzerine geniş çalışmalar yapılmasına ve kuramlar geliştirilmesine yol açtı. Lev Vladimiroviç Kuleşov[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] boş kamerayla deneyler yaptı ve yalnızca görüntülerin değişik biçimde sıralanmasıyla çok değişik duygu ve izlenimler yaratılabileceğini ortaya koydu.

Kuleşov'un[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinemaya önemli estetik katkılarda bulunacak iki izleyicisi ise Sergey Ayzenştayn ve Vsevolod İllaryonoviç Pudovkin oldu. Griffith gibi yaşamı boyunca az sayıda film çekebilen Ayzenştayn[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] algılama psikolojisi ile Marksist diyalektiği birleştiren bir kurgu kuramı geliştirdi ve uyguladı. Pudovkin ise Ayzenştayn gibi diyalektik çatışmaya değil anlamsal bağlantıya dayanan bir kurgu anlayışını savunuyordu. Dönemin bir başka önemli sinemacısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görüntülerinin resimsel kusursuzluğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şiirselliği ve doğalhğıyla dikkati çeken Aleksandr Dovjenko'ydu. Dziga Vertov ise kurmaca sinemaya karşı çıkarak belgesel görüntülerin düzenlenmesine dayanan sinemagöz (kinoglaz) kuramını ortaya attı ve bu görüşü doğrultusunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] KinoPravda (SinemaGerçek) adı verilen ve gerçeği olduğu gibi saptayan bir dizi film çekti.

ABD'de savaş sonrasında film yapımı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağıtımı ve gösterimi en önemli sanayi dallarından biri olmuş ve çok geniş bir kitlenin ilgisini çeker hale gelmişti. Sinemanın belli başlı türleri de bu dönemde oluştu. Bunlar arasında en çok ilgi göreni komediydi. Mack Sennett'in aaastone Stüdyosu'nda üretilen ve aaastone komedileri olarak tanınan bu filmler Charlie Chaplin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Harry Langdon[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Fatty Arbuckle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mabel Normand ve Harold Lloyd gibi yeteneklerin ortaya çıkmasını sağladı. Örneğin Chaplin ünlü Şarlo tipini bu tür komedilerde yaratmıştı.

1920'lerin başlarında haftada 40 milyon ABD'li sinemaya gidiyordu. Sinemanın yaygın etkisi ve o yıllarda Hollywood'da materyalizm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinizm ve cinsel serbestlik yönelimleriyle kendini gösteren Caz Çağı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filmlerin denetim altına alınması yönünde tepkilere neden oldu. Hükümetin müdahalesini önlemek için yapımcılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] (başında bulunan kişinin adıyla) Hays Bürosu olarak anılan Amerikan Sinema Yapımcıları ve Dağıtımcıları adlı örgütü kurdular. Bu büro filmlerde yapılmaması ya da dikkat edilmesi gerekli noktalan belirledi. Sonunda suçluların cezalandırılması koşuluyla genel değerlere aykırı davranışların filmlerde gösterilebileceğine karar verdi. Bu olanaktan en çok yararlanan yönetmen ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarihsel ve çağdaş konulu filmlerinde cinselliğe ve şiddete oldukça yer veren ve gösterişli anlatımıyla dikkati çeken Cecil B. deMille oldu. Alman göçmeni Ernst Lubitsch ise cinsel dokundurmalı komedileriyle öne çıktı. O dönemin Hollywood'unun en aykırı yönetmeni ise Avusturya'dan gelmiş olan Erich von Stroheim'dı. Filmlerinde yerleşik ahlak kurallarını karşısına alarak bu sınırların dışına taşan Stroheim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yapıtlarının geniş izleyici kitlesi tarafından beğenilmesine karşın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem aykırı tutumu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de set ve kostümler için çok para harcaması yüzünden yapımcıların tepkisini çekiyordu.

Sessiz sinemanın son yıllannda ise ABD sinemasında gittikçe artan tekelleşme ve Büyük Bunalım'ın ilk izlerinin belirmesi yapımcı şirketlerin riskten kaçınmalarına yol açtı ve bunun sonucunda Griffith[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sennett[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Chaplin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Keaton ve Stroheim gibi yenilikçi sinemacılann stüdyolarla çalışma olanağı iyice azaldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sinema Tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sinema ve Televizyon
» Grup Hepsi Sinema
» Tiyatro Tarihi
» Sanat Tarihi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TürkMANİA | Türkiye'nin En Seviyeli Forum Sitesi :: Sinema, Tiyatro, Televizyon, Müzik :: Müzik, Video & Dizi :: Sinema-
Buraya geçin: